aldığım şey fenotip olarak bisiklet evet. ama el gazı var. bildiğin motor gibi kullanıyorsun
bisiklet romantiklerini hiç anlamam. o bisikleti yokuş çıkarken sürerken hayvan gibi yorulursun ve terlersin. ulaşım aracı olarak kullananlar amelelik yapar diye düşünürüm hep.
istanbul trafiğinden gına geldi. maaşım iyi çok şükür istediğim an araba alabilirim rahatlıkla. amao trafiğe girmek, park sorunu cartu curtu. başa bela. babamın var ordan biliyorum.
motor alacağım desen onun da bence bi farkı yok otomobilden.kaldı ki aynı sorunlar. ayrıca motor ehliyetim yok.
geçen gün yürüyerek 35 dakikada gidebildiğim işyerime toplu taşımayla 55 dakikada gidince o gün gemileri yaktım.
ya ehliyetsiz motor alacaktım ya da araba. tesadüfen bu elektrikli bisiklet denen katlanan alete denk geldim.
katlanınca heryere sığıyor. şarj ediyon 40 km gidiyo. resmen hayat kalitem arttı be. ne trafik ne stres, ne park yeri.üstelik bildiğin motor. en inatçı yokuşlarda bana mısın demiyor kerata.
sözde bisiklet. pedalı çevirmiyorum bile. motor gibi sürüyorum.
yarın zevkine sahil turu yapcam. katlıyorum eve çıkarıyorum . küçük hafif.
üstelik ne benzin parası. ne sigorta ne vergi ne ehliyet ne kasko. tam bir asi ruh.