rüstem iri yarı, babayiğit bir kahramandır. uzak ülkelere yaptığı seferlerden birinde başından bir aşk macerası geçer. mutlu mesut yaşarken, ülkesindeki karışıklıklardan dolayı sevdiğini terk etmek zorunda kalır. rüstem farkında değildir fakat kadını hamiledir. nitekim bir oğlu olur, çocuğa sohrap adı verilir. çocuk büyür, tıpkı babası gibi yiğit bir savaşçıdır. delikanlılık çağına geldiği zaman, annesi sohrap' a rüstem' in hatıra olarak bıraktığı pazubandlarını verir, babasının kim olduğunu anlatır ve onu bulmasını ister.
bunun üzerine dedesinin beyliğine giden sohrap, başkentte kurtuluş şenlikleri bünyesinde yapılan dövüşlere katılır ve karşısına kim çıktıysa birer birer yener. duruma çok bozulan zal kaşlarını çatıp ' hadi bakalım rüstem, gencecik tıfıl bir delikanlı geldi en iyi savaşçılarımızı yendi. beyliğin onurunu kurtarmak sana düşer' diye oğlunu gazlar. zaloğlu hışımla çıkar bu gencin karşısına ve onu öldürür. akabinde onun kollarındaki, kendine ait pazubandları görüp durumu anlar ve ağlamaya başlar. onunla birlikte babası zal de yıkılır. bu trajik olaydan sonra o kurtuluş günü, yas günü ilan edilir. zaloğlu rüstem bu acı hikayeyi, yeğeni giv' i kurtarmak için çıktığı bir seferde rehberine anlatmıştır.