Arkadaşı Sedat Göçmen anlatıyor:
"Son derece hoşgörülü; sıcak, dost bir insandı..
12 Mart sonrası cezaevinden çıktıktan sonra Fatsa'ya dönüp terziliğe devam ediyor. Bir yandan da siyasi faaliyetlerini sürdürüyor. O günlerde arada bir deniz kenarında iki kadeh rakı içermiş, ya da kahvede arkadaşlarıyla 51 oynarmış. Birgün gençlerden biri, kahveye girip Fikri Abiyi eleştiriyor. Kağıt oynamanın devrimcilere yakışmayacağı falan gibi şeyler... Fikri Abi bu duruma epey içerlemiş ama o günden sonra da bir daha kahvede kağıt oynamamış. Rakıyı da yine arada bir evinde içerdi.
Doğrusu Doğu Karadeniz'de kitle çalışmasının nasıl yapılması gerektiğini biz, Fikri Sönmez'den öğrendik. Karadeniz'de başka bölgelere oranla kitle ilişkilerinin nispeten daha iyi olmasında en büyük pay sahiplerinden biri Başkan'dı. Çok iyi bir hatipti. Mitinglerde uyuyan insanlar o konuşmaya başladığında uyanır ve canlanırdı. Espiye'de yaptığımız mitinglerden birinde bir konuşma hazırlamıştım. Bir üretici çıktı, kürsüden okumaya başladı. Fındıkta sömürü üzerine bir konuşma, içinde yüzdeler, rakamlar falan var. Köylüleri uyku bastı. O konuşmanın ardından Fikri Abi çıkıp irticalen bir konuşma yaptı, miting alanı birden canlandı; kenarlarda duran köylüler meydanı doldurmaya başladılar..."