seni düşününce her sabah kalkıp bir demlik çay demleyesim geliyor beraber oturacağımız kahvaltı sofrasına, bunun alper gencer ile ilgisini bilmiyorum. seni düşününce hiç bilmediğim caddelerde yürümek istiyorum, yeni şeyler keşfetmenin verdiği haz gibi. seni düşününce fesleğenler yetiştirmek istiyorum içimin balkonlarında. seni düşününce yabancılaşmadığım bir dilde ezgiler geliyor kulağıma ve diyor ki, “hata saxbîm lî dînyayê tu yamîni ez yêteme” seni düşününce ahmed arif okuyorum, ‘kalbim dinamit kuyusu’ diyorsun. seni düşününce dersim oluyorum, amed oluyorum, muş tatvan yolunda devlete inanmıyorum. seni düşününce.