En çok kahverengi gözlerini severdim, beni benden alır başka diyarlara götürürdü. Bakışlarını severdim. Usulca, sessiz sessiz, içtenlikle bakardı. Derin derin ama tüm benliğiyle…
Sonra gülüşünü severdim. Yüzündeki bir tebessüm bile insanı mutlu etmeye yeterde artardı. En mutsuz anımda bile, o gülüş ufakta olsa yüzümde bir mutluluk sağlardı.
Uzun, narin ve ince siyah saçlarını severdim. Sırf ben seviyorum diye uzattığın o saçları…
Minik, ufacık, pamuk gibi olan ellerini severdim. Kışın parmak uçlarına kadar donan o ellerini ısıtmak…
Atan kalbinin sesi, aldığın her nefesi… Senden uzaklaştıkça kalbinin sesini duyamamaya başladığımı hissediyorum.
Aslında artık aklımda kalanlarla yaşıyorsun. Bakışlarını eskisi gibi net olarak hatırlayamıyorum. Sesini unuttum, şuan gözlerim kapalı bir odaya koysalar ve birçok kişinin sesini teker teker bana dinletseler sesi aklımda kalmadığı için çıkartamayacağım. insan ilk başta sesini unutuyor… Sonra bakışlarını ve gülüşünü…
Bir şeyi unutmuyor, her insanın bir kokusu vardır ya onu…