saç modeli tarif edersin. o sana gitmez sen bana güven der.
ama dersin güzel olacak der.
belli belirsiz tamam olsun o zaman der gibi bakarsın.
ilk önce biraz keser, toparlayayım derken biraz daha, önleri hafif kısaltalım, arkaları önlerle eşitleyelim,... derken 2 parça saç kalır.
fön çeker bi şeye benzemez. model vermeye çalışır olmaz. birde özür dileceği yerde ''bu saç yüzüne gitti'' der ya işte o an insanın boğazında bir şeyler düğümlenir ve kuaförden çıkınca ağlanır.
tabi bu ağlamanın güzel halleri. eve gidilir. saçlar yıkanır, kabarır, düzelmez. işte gerçek ağlama bu an olur. *