Mimar Sinan'ın Süleymaniye camiinin temellerinin oturması için bir yıl beklemesini, ağır masraflar yüzünden inşaata ara verilmesi olarak yorumlayan iran Şahı, kıymetli mallar yüklü bir kervanı ve içi değerli taşlarla ve mücevherlerle dolu bir sandığı Kanuni Sultan Süleyman'a gönderdi. Görünüşte dostça bir yardım olan bu davranışiyle kendi kudret ve zenginliğini göstermek, sonunda büyük eserin ancak kendi yardımı ile meydana geldiğini söylemek, övünmek istiyordu. Kanuni'ye bu hediyeleri gönderme sebebini açıklayan mektubunda şunlar yazıyordu:
"...Haber aldık ki camiyi tamamlamaya kudretiniz yetmeyip yapılmasından feragat etmişsiniz. Size, dostluğumuza dayanarak bu kadar mal ve hazine ve bu kadar cevahir gönderdik. Bu mücevherlerle, inşaati bitirmeye çalışın ki bizim dahi hayratınızda hissemiz ola."
mektuba ve mektuptaki üsluba sinirlenen Kanuni, getirilen malları elçinin önünde bahşiş olarak dağıtıp mücevher dolu kutuyu da Mimar sinan'a vererek şöyle dedi:
"Bu gönderilen taşlar benim camiimin taşları yanında pek kıymetsizdir. Tez bunları el, öteki taşları karıştırıp bina eyle."