7 yaşında iken bu insan bendim. okuma yazmayı öğrenmemde en büyük motivasyonum annemin ve babamın gençlik yıllarında birbirlerine yazdığı, sandık köşelerinde saklanan mektupları okumaktı. okumayı öğrendim, okudum fakat yedi yaş çocukluğu ile dalga geçtim. mektuplara bir daha el sürmeme izin verilmedi. yıllar sonra sandıktan bir şeyler aramasında anneme yardımcı olurken mektupları bulunca gömü bulmuşcasına sevindim. okudum, okuyunca o yedi yaşındaki çocuk oldum. sevme işinde böylesine nahif olabilmelerinden, kendilerini ifade ediş biçimlerinden muazzam derecede etkilendim ancak gayriihtiyari kahkahalara boğuldum. şaşkınlık kahkahası, birbirini seven iki insanın mutluluğuna eşlik kahkahası, ömrü boyunca böyle şeyler hissedemeyecek bir insanın kendi haline üzülen kahkahasıydı bu.
nitekim yanlış anlaşıldım. zerre büyümediğimi düşünen annem tarafından mektuplara erişmekten yeniden men edildim. hiç yaşamadan özlemini duyduğum geçmişle aramda kurulan cismani bir köprüydü o mektuplar, yitirdim.