iki nedenle beni uyuz eden şey.
birincisi saf bir ayn rand mantığı içinde fakirliğin ve beleşçiliğin ilahi mabedi durumuna gelmeleri ve bu yolla çıkarların -hem düzenleyenlerin siyasi çıkarları, hem faydalananların günlük çıkarlarının- en masum ve en kutsal aracı olmaları, hem de en dokunulmazı.
ikincisi ise, hayır işi denerek dünya kadar paranın akıtıldığı bir yer olmaları. aynı şey belediyelerin, valiliklerin, devletin diğer organlarının yaptığı her tür 'sosyal yardım kampanyasında' geçerli. o çadırlardan zerre yemek yememiş, o yardımlardan zerre faydalanmamış insanların vergileri, sırf birilerinin çıkarları için gasp edilebiliyor. ayrıca bu devlet anayasasına göre laik ise, devletin vergileri nasıl dini faaliyetler için kullanılabiliyor?