sözlüğe ilk üye olduğum zamanlardi. böyle deli gibi ders yoğunluğu var, sabah bi çıkıyorum akşam geliyor çantayi firlatip küfür ediyorum eger mahsun gunumdeysem olur mu böyle olur mu kardes kardesii vurur mu tarzi nerden aklimda kaldığı belirsiz türküler söylüyorum. biz bu kentlere sigdik da bu kentler bize sığmadı usta filan söylüyorum durum vahim yani :D
bi kac derdim var işte. bunu da gerçek hayatta kimselere anlatamıyordum. özel hayatimin basuru gibi düşünün, özelin özeli yani :D
bir gün nasıl dolduysam bu başlığa yazdım. biri yazsın bi fikre ihtiyacim var lan dedim.
bes dakika sonra bir mesaj geldi aynen şöyle: ''hadi anlat''
öhh amk :D
ben bakkala firina girince para vermeden selam verip hal hatir soruyom aga dert anlatcaz da böyle giriş mi olur :D
neyse kafam atik zaten, dedim yumuşak davranayim hal hatir sordum.
''teşekkür ederim iyiyim ee nedir derdin hadi anlat'' dedi.
ya bir utandim bir utandim bir kızdim kendime ulan derdini suya anlat sonra da dök onu. ne işin var bu başlıklarla diye :D
aha bir daha da yazmadim bu başlığa.
simdi yazdim evet ama dertlesmek için değil bunu anlatmak icin :D
bir de aklıma şey geliyor bu başlığı görünce,
benim yaralarim tuzum tuzum der
bir derdim var bin dermana değişmem.
millet olarak bizim yaralar biraz fazla tuzum tuzum diyor sanki degil mi :d