kuruluş aşaması maliyetlerinin yanı sıra olası sızıntılar bakım ve onarım masrafları, elde edilecek enerjinin yakıtının maliyetivb. durumlar düşünülmek zorundadır.
türkiye nükleer enerjiye geçiş döneminden önce sattığı bor madenleri, kullanıma hazır duruma getirilmye çalışılan ancak bir uçak kazasında kaybettiğimiz hocamız engin arık'ın çalışma konusu olan toryum gibi madenler nükleer enerji için olmazsa olmaz yakıtlardır.
kaliteli taş kümürü rezervinin şu an termik santrallerimiz için bile yeterli olmadığını ve dışardan alım yapıldığını biliyoruz ve bunun sonucunda linyit kömürüne geçiş aşamasında olduğumuz aşikardır.
alternatif enerji kaynağında kullanımının zorluğundan bahsedilen güneş enerjisi için:
bugün dünyanın en uygun standartlarında nükleer enerji üreten ve kullanan ülkesi olan almanyadının geçtiğimiz yıl çıkardığı yasa ile güneş enerjisi kullanımını teşvik ettiği ve ülke enerji ihtiyacının %40 lık bölümünü bu enerjiden karşılamak istediğini belirtmiştir. depolanması için masraf gerektiren güneş enerjinin tüm masrafı nükleer santrallerin kurulum bakım ve onarım masraflarından çok daha düşük bir maliyet içermektedir.
rüzgar enerjisi için ise: özellikle sahil şeridimiz olmak üzüre 4 mevsim enerji ihtiyacını karşılaycak oranda enerji potansiyeline sahip bölgelerimizin var olduğu da görmezden gelinmesin.
not: nükleer santrallere neden karşıyız sorusunun temelinde ise çok daha farklı sebepler yatmaktadır.
