önce başlığı değerlendirmek istiyorum.
dünyada sağın ve solun ayrımı ikiye ayrılır.ilk olarak “ekonomik çatal” dediğimiz şahıs, ideoloji, parti, hükümet ve aklına gelen her toplumsal oluşumun ekonomideki yani ticaret yaparken veyahut emeğini satarken tutumu ve “kültürel çatal” dediğimiz aile, toplum ve şahısların en basit anlamda özgürlük, eşitlik, hak ve adalet kavramlarına karşı tutumlarıdır.
sağ ekonomiye baktığımızda karşımıza liberalizm çıkıyor(kendi içinde parçalanmış veya radikal kolları olabilir)
liberal bir şahıs, parti, toplum “anayasal özgürlük” dediğimiz yani “güvenlik ve adalet için belirli özgürlüklerden vazgeçme” durumudur. bireyler “Rasyonel”dir ve devletin ekonomiye hatta ve hatta aile yapısına ve şahısa karışmasını istemez. (kürtaj konusu gibi)
“gece bekçisi devlet”(sadece güvenlik ve yargıdan sorumlu devlet)
ayrıca liberalizmi sağ kültürel çatala pek sığdıramayız malum muhafazakâr ve milliyetçilik sağ kültürel çatalın özelliklerinden
1991 den (sscb’nin çökmesi) bu yana ve hatta 1989 dan (berlin duvarının yıkılışı) bu yana sağ-ekonomiye sahip ideolojilerin “sol bitti artık en iyisi budur” gibi sözleri günümüzde artık ideolojilerin önemini yitirmesi gibi lanse edilip sanki liberalizm bir ideoloji hatta sağ bir ideoloji değil bir ideal düzen olarak görülmekte.
ideolojilerin işselleşmemesi durumu ayrı olarak yazılacaktır.