babamın işi nedeniyle kütahya'ya taşınmak zorunda kaldık. memuriyette olan her zaman ki gibi rotasyon işlemlerinden başka bir şey değildi. bu şehre gelmeyi biz istememiştik ama bu kıza aşık olmayı kalbim istedi. eşyalar taşınırken ben elimde yük ile merdivenle gördüm onu ilk.
kolay gelsin diyerek yan yan inip sıyrılıvermişti yanımdam. elimde eşya olmasa tam yanımdan geçerken kolundan tutup kendime çekip dudaklarına yapışmamak işten bile değildi.
hisli bir azize olduğu her halinden belli alımlı genç bir kızdı. bende yeni mezun olduğum için aynı yaşlarda olduğumuz belliydi. sonra taşıma yerleşme işleri bitti.
ara sıra binanın dışında sigara içme bahanesiyle dolaşır pencerelerini izlerdim. benim nadide azizem bahçedeki gülleri ayrı severdi sürekli güllere bakar bazen elinde bir maşrapa ile iner sulardı çiçekleri.
bir defasında yine pencerede belirmişti. direk göz göze gelince bir an çekimser kaldık ikimizde. sonrasında ara ara bakışmalarımız devam etti. ben bakarken o yakaladı, o bakarken ben yakaladım. onunda az çok hoşlandığı belli idi. o akşam eve koşup hayal kurup onu düşünmek için odama inzivaya çekildiğimde babam girdi odama. aidat parasını yöneticiye vermemi söyledi. hemen dayandım kapılarına.
içerden bir ince sesle kim o ? duyuldu. kendimi tanıtım kısaca sonra kapı açıldı.
açılmasıyla kalbim biraz hareketlendi.
buyrun deyince yeni taşınan komşunuzum aidat parasını vermek için geldim deyince içeri dönerek babaaaa! babaaa! diye seslendi.
neyse babası gelince onunlada tanışma şerefine eriştim. kısa bir sohbet edip birbirimize iyi akşamlar deyip ayrıldık.
babası ile sohbet ederken kız içeri gitmedi babasının yanında sanki beni beklemiş bana dair bir şeyler duymak istemişti.
düşün ki o bu okuyor olsaydı şunu haykırmak isterdim.
sevgili azizem hisli kız seni çok seviyorum. sık sık pencereden bak aç pencereni sonuna kadar. şu baharın neşesi ile aşk dolabilir içeri...
