erkek bilinçaltı bu şekilde işler çünkü. hiçbir erkek kovalamadığı kıza aşık olmaz. kovaladığını, arzuladığını yüceltir. elde edince de aşağılar. bu aslında kökeni oedipusa dayanan kendi aşağılık kompleksidir. kendinin olan, sahip olunan, artık arzu edilen olmadığından eskisi kadar değerli olmaz.
bilinçaltı sürekli bir fetiş yaratmak zorundadır. bu durum yani arzu/arzu nesnesi oluşturma mekanizması onun kendini var etme biçimidir. bu tıpkı çok lezzetli bir yemek gördüğümüzde aç olmak zorunda olmadığımız gerçeğiyle birebir örtüşür. bilinçaltı sürekli olarak kendini kışkırtmak zorundadır. ve ne yazık ki insan bu yarattığı arzularının kölesidir. ve hatta bu yemek, o kadar lezzetlidir ki; insan asla özgür olmak istemez. içinde bulunduğumuz tüketim toplumu da bu hizmeti her anlamda kusursuz bir şekilde sunar.
haa kadın bunun neresindedir? kapitalizmin ve kapital toplumun kendisi zaten erkek bilinçaltının salt tezahürüdür. ve maalesef kadın bu toplumların en değerli arzu nesnesidir. görünen o ki; uzun bir süre de olmaya devam edecektir.
