hissettiğimdir. akıllanmayıp, gidip aynı boku yiyip gelince hissedilen utanç duygusudur bu aslında.
kapısını çalacak cesareti bulamazsın. küçüksündür zaten; iyice küçülürsün. yüzüne bakamadığın, aslında yüzünü göremediğin, gözlerini kaçırsan da önünde olan hatta gözlerin olan bir histir bu. yerin dibine gire çıka gittiğin yücedir aslında ama kendi benliğin anlamaz affediciliğini. şefkat bazen düşüncelerini birisine ithaf ederken hissedilir.
ağlaya sızlaya haklıydın demek gerekiyor belki? yüreklenmeni bekliyor? belki sana gülümseyip " gel benim yaramazım " der haklı bir bilmişlikle. denemek gerek.
yine de... yüzüm yok şu sıralar. arsızca hata yapıp sen en büyüksün affedersin diyip gönül rahatlatmak bana göre değil sanırım.
bu arada 2.entryde dikkatimi çekti. ben kadar küçük birinin duası bilinen bilinmeyen her şeye sahip olduğu düşünülen bir varlığın nesini çoğaltır? yara alıp döndüğünde sen kötüye gittin diye geri dönüşü kabul etmeyen kaç yüce vardır?
insanın tanrısı da mütevazı olmalıdır. sakinleşin.