Yazıyı tekrar okuyup, kaydedip bitirmeden önce kafayı dağıtmak ve biraz müzik dinlemek için pikaba yönelirken evinde 50 maç ve 878 gün yenilmezlik diye aklımdan geçirirken bilinçaltımın yönlendirmesiyle Pink Floyd’un Dark Side Of The Moon albümünü elimde buluverdim. Albüm 1973 yılında piyasaya sürülür sürülmez listeye girer ve 740 hafta yani yaklaşık 15 yıl listelerde kalır.
Bendeki 1983 Amerikan baskı versiyonunun tozunu alıp pikaba koydum ve yazıyı tekrar okumaya başladım.
Övgüyü hak eden bir eser, bir davranış, bir duruş veya bir kişi varsa, bu hoşluk hiç geciktirilmeden yapılmalıdır. Değeri ve hakkı teslim edilmelidir. ileride olacaklardan bağımsız, ayakta alkışlanmalıdır.
50 maç 878 gündür evinde yenilmeyen Fenerbahçe Doğuş’tan söz ediyor ve şapka çıkarıyorum.
Hikayeye ama, eğer ve keşkelerden uzak öylece hayranlıkla bakıyorum. Ama Euroleague’de evinde kaybetti, eğer 2015de Torku Konyaspor’a kaybetmeseydi ve keşke yenilene kadar yazmayıp sonra kaç haftaysa ona bir methiye düzseydim diye düşünmeden kolayıyla zoruyla 50 maçlık serinin sihrine kapılıyorum. Bir sezonda final grubu maçları hariç evinde 15 maç oynandığı düşünülürse ne kadar büyük bir iş olduğu insanı bir daha çarpıyor.
Bütün bu zafer, başlangıcının neresi olduğunun önemi olmayan mükemmel işleyen bir saadet çemberinin eseri aslında.
Taraftarına yakışan bir salon
Düşünsenize maça dakikalar kala kahvenizi alıp yerinize oturup maçınızı keyifle izleyebileceğiniz, devre arası eğlenebileceğiniz, bir şeyler atıştırabileceğiniz ve çıkarken bir atkı ya da tişört alabileceğiniz ışıl ışıl bir salon. Ve bu yapıyı bir yuvaya çevirip ruh veren sarı lacivertli taraftar topluluğu.
Kulüp vizyonu
Düzenin, kimyanın, dengenin ve lobinin yaratılmasında çok önemli katkıları olan, ancak parkenin ve topun gerisinde duran NBA’de ilk Avrupalı yönetici unvanını alan gerçek bir profesyonel Maurizio Gherardini’yi göreve getirmek.
Tartışmasız lider
Salla okyanus geçeceğini söylese Onunla gelmeye hazır onlarca kişi olacağını söylemek abartı olmaz. Bazen bir kulübün, bir oyuncu için daha fazla bütçesi olsa bile almayı başaramaz. Çünkü oyuncu kendini geliştirecek ve hedefine ulaşacak antrenörle çalışmak ister. işte Fenerbahçe Doğuş böyle bir koça sahip. Lig şampiyonluğu ve F4 yolunda, oyuncu NBA’den ya da başka bir Euroleague takımından gelmiş bile olsa oyuncuyu geliştirmek ve içlerinde olan ancak farkına varamadıkları potansiyeli ortaya çıkararak hedefe ulaşmayı amaç edinmiş bir koç Obradovic ve tartışmasız bu senaryonun yönetmeni.
Uyumlu aktörler
Çok fazla başrol oyuncusunun bir arada rol aldığı filmler genelde hayal kırıklığı yaratır. Ancak Fenerbahçe Doğuş’un senaryosu o kadar sağlam ki her bölümde bir ya da birkaç başrol oyuncusu hünerini gösteriyor, diğerleri uyum içinde görevini yapıyor ve bir sonraki bölüm roller değişiyor. Ama seyri ve heyecanı taraftarına hep tattırıyor. Ekpe ve Bogdan gönül bağlarını koparmadan giderken Guduric ve Melli senaryoya dahil oluyor.
Sürdürülebilirlik
Evinde 50 maç kaybetmemek sürdürülebilir yapının bir meyvesi. Salon, taraftar, profesyonel yönetim, koç ve oyunculardan oluşan bu çemberi yaratmak ve isminin sonuna güçlü sponsorlar bularak hayalleri gerçeğe döndürmek kuşkusuz Fenerbahçe Spor Kulübünün ve basketbol şubesinin büyük başarısı.
Pink Floyd’un Dark Side Of The Moon albümünün 740 hafta, yaklaşık 15 yıllık listede kalma macerası sırasında, yine grubun yıllar içinde çıkardığı üç albüm 1973de çıkan bu albümün rakibi olmuş! Görünen o ki, yakın gelecekte bu rekora rakip, yine ancak Fenerbahçe Doğuş olacak gibi...