francisco de goya, el greco ve diego velázquez ile birlikte ispanyol resim geleneğiyle yetişmiş, david ile aynı kuşağı paylaşmış, en önemli ispanyol ressamıdır.
başlangıçta ispanyol halkının gündelik yaşam sahnelerini avcılık, ve balıkçılık sahnelerini neşeli bir şekilde ele alıyor.
tarihsel ve siyasi olayları, kişiselliğin vurgulandığı portreleri, hicveden fantastik kompozisyonları resmediyor.
ispanyol krallarından çok fransız devrimi’nin ilkelerinden yana olan devrimci bir ressamdır. bunu aç gözlü, çirkin ve kof saraylıların portrelerini yaparkenki acımasız eleştirel yaklaşımından da anlıyoruz.
eleştirel düş gücünü ve hislerini alabildiğine özgür kılarak dışavurumunu hicve çeviriyor, bunun, çoğalttığı baskılarıyla toplumda yaygınlaşmasını sağlıyor.
ironiyi kullanarak ve akıl ve imgelem arasındaki kutupsallıktan yola çıkarak, toplumda yerleşik hurafelerin ve cehaletin üzerine gidiyor.
savaşın bütün dehşetini anlattığı “2 mayıs ” ve “3 mayıs” resimlerinde kutsalın simgesel referanslarını dünyasal olarak kullanıyor.