inceden sosyalistleri de gıdıklamayı ihmal etmemiş yapımcısı alex pina, zaten kendisi bir hayli Hollywood tozu yutmuş bir adamdır ama akdeniz coğrafyasının bitmeye yüz tutmuş derinliklerinde kalan o sosyalist kimliğini de göz ardı etmemiş.
elbette "bella ciao" şarkısından bahsediyorum (bu şarkı ardından bir marş haline getirildi). bizim yeni yetme, dizinin hastası, hamburger şişkosu Amerikan piçleri ilk defa işittiler çünkü ne dünyadan haberleri var ne de okuyorlar...
bizim devrimci göt oğlanlarının da, sürüsüne bereket, "bella ciao" kadar güzel olmasa da şarkıları vardı elbet.
asıl konuya gelirsek; bir siyasi anlam içeren şarkıyı duyduğunuzda "aha" dersiniz çünkü kabak gibi ortadadır. sizi rahatsız eder. sanat için yapılmamıştır, propagandadır amaç.
burada tek bir istisna var, o da faşistlerin marşları yada şarkıları. onlar asla tepki görmez. halkın çoğunluğu tarafından kucaklanır ve hep birlikte söylenir çünkü bu coğrafyada asla tükenmeyecek tek ideoloji; milliyetçiliği ileri safhası olan "faşistliktir".
örneğin onuncu yıl marşı... "bella ciao" nasıl ki italyan devrimcilerinse, "onuncu yıl marşı" da türk faşistlerinindir.
Faşistlerin onu çok sevmeleri ve özellikle darbe dönemlerinde tutuklulara zorla söyletmeye çalışmaları ister istemez tepki yaratmıştır.
Onuncu Yıl Marşı bir "böbürlenme" marşıdır. Atatürk'e yağ çekmek için yazılmıştır.
işin matrağı, adı üstünde bir "cumhuriyetin onuncu yıldönümü" yani "1933 türküsü" olan bu marşın 2018 yılında bile söylenmeye ve söyletilmeye çalışılmasıdır.
Onuncu Yıl Marşı seksen yıllık "tapon" bir marştır yani. Golf pantolon, avcı ceket, kısa kravat, ondüle saç, bebe yaka ne kadar taponsa...
işin daha da matrağı, onuncu yılda ortada öyle pek de övünülecek ve böbürlenecek bir şey olmamasıdır!Marşın sözlerinde yazı devrimi, takvim devrimi, Medeni Kanun, hilafetin kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi mevzular asla geçmemektedir.
"Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan"... O tamam. Fakat dikkat isterim: Cumhurbaşkanı değil, başkomutan!
Başka?
"Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan"... Ray döşemişler. Dört baştan falan değil, yalnızca Kayseri, Sivas, Malatya, en son da Niğde.
1923-1933 arası yapılan yeni demiryolları yalnızca bunlardı! Elazığ, Diyarbakır, Erzurum falan, cumhuriyetin ikinci on yılında yapılmıştır, 1933'ten sonra.
izmir, Aydın, Eskişehir, Ankara, Adana, Pozantı hatları falan da "pis Osmanlı'dan" kalmaydı! Demek ki anayurt hiç de öyle kazak gibi örülmemiş.
bir edebiyat hocam vardı benim muhtemelen rahmetlik olmuştur. şevket miydi şevki miydi tam hatırlayamıyorum şimdi geçmiş gün... kompozisyon sınavlarında 4-5 sayfa a4 kağıdı doldurur verirdim (yazmak konusunda iyiyimdir. kompozisyon sınavı benim için sahneye çıkma vakti olduğundan, evden çıkarken saçlarımı briyantinlemeyi de asla ihmal etmezdim). hoca da her sayfanın yarından fazlasını kırmızı kalemle çizer, yanına "boş laf" yazardı...
bu marşın da gerisi boş laftan ibarettir.
"On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan"... Boş laf...
"Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını, dindirdik memleketin yıllar süren yasını"... Boş laf...
"Bir hızda kötülüğü geriliği boğarız"... Kötü Türkçe, boş laf...
"Karanlığın üzerine güneş gibi doğarız"... Abesle iştigal...
"Örnektir milletlere açtığımız yeni iz"... ingiltere'de krallığın devrilmesini mi istiyorlar yoksa Fransa'nın Latin alfabesine geçmesini mi? boş laf...
"Uyduk görüşte bilgi, gidişte ülküye biz"... Bozuk Türkçe, boş laf. anlayan beri gelsin...
"Tarihten önce vardık tarihten sonra varız"... Gerçekçi değil, boş laf...
"imtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz"... bol laf bile değil, Düpedüz yalan, hem de kuyruklu yalan!
Gene de beterin beteri, çok dıngıl bir de Ellinci Yıl marşımız var (yetmiş beşinci yılın da marşı varmış, ben hiç duymadım.) Hiç beğenilmedi, kırk yıldır kimse çalmıyor ve söylemiyor. Ne diyor? "Örnek olsun cihana devletim düzenliğim"...
Daha iki yıl önce yeni bir darbe yaşamış, on iki yıl önce Adnan Menderes'i, geçen yıl da Deniz Gezmiş'i asmış, ekonomisi de ne kapitalist ne sosyalist bir ucube olan geri kalmış 1973 Türkiye'si mi cihana örnek olacakmış?
yada despotlukla yönetilen, iktidarın iktidarlıktan düşmeyi göze alamayıp (çünkü bir kere kaybederlerse halının altındaki tüm pislik ortalığa saçılacak) seçimlerde her türlü hile hurdanın döndüğü, demokrasi denen nanenin "d'sinin" bile kalmadığı, tüm yazılı ve sözlü basının satın alınıp yada korkutulup "yandaş" yapıldığı, muhalefetin de şaklabanlıklardan öte gidemediği bir 2018 türkiye'si mi cihana örnek olabilir yoksa?