söz konusu ayetlerin 25.sinin ve devamının mekke'nin fethinden sonra "indiği" kesindir. 25. ayette huneyn savaşı'ndan bahsediliyor ki mekke'nin fethinden sonra 630 yılında gerçekleşmiştir.
huneyn galibiyetiyle birlikte arabistan'da müslümanlara kafa tutabilecek, yerlerinden edebilecek kavim kalmadı. durum böyleyken ve de tevbe-29'da ne yazdığı açıkken neye dayanarak "savaş halinde yapılacakları anlatıyor, yeminlerini bozanlara yapılacakları anlatıyor" diyorsunuz? yahu açıkça inanmayan herkesle savaşın. ehl'i kitapla (yahudiler, hıristiyanlar) ise size "küçülerek" haraç vermeye yanaşmadıkları taktirde savaşın deniyor.
neyse ki sahabeler şimdinin müminleri gibi allah'ın ayetlerini eğip büken kimseler değildiler. ortada hiç bir sebep yokken sasani imparatorluğu'nu tehdit için elçi göndermişlerdi. onlara müslüman olmayı veya cizye vermeyi kabul etmelerini ya da savaş açacaklarını söylemişlerdi. yezdigerd elçilere sasanilerin araplara yaptıkları iyilikleri saydıktan sonra "bizim ne kötülüğümüzü gördünüz de bizi tehdit ediyorsunuz?" diye sormuştu. elçilik görevini üstlenen sahabeler tevbe-29'u gerekçe olarak göstermişlerdi.