selam.
iki kelam da ben etmek istedim bu konuda.
iddialıyım.
zira benim anne tarafım çanakkalelidir.
dolayısıyla çocukluğumdan beri çanakkale cephesini karış karış gezmiş, incelemiş biriyim.
"çanakkale" konusunda burada ahkam kesecek çoğu kişinin de alnını karışlarım.
öncelikle iddiam şudur ki, burada atatürk'ü karalamaya çalışan başlığın ilk entrysinin sahibi olan şahıs bir kez olsun bile çanakkale şehitliklerine, çanakkale savaşlarının geçtiği yere gitmemiş, buraları gezmemiştir.
şayet böyle bir gezi ve inceleme yapmış olsaydı edebiyle susar oturur, atatürk hakkında böyle bir karalama yapmaktan utanırdı.
burada hiç kimse atatürk'ün çanakkale savaşlarında komutan, paşa ya da tek yetkili olduğunu iddia etmedi, etmiyor da.
atatürk çanakkale savaşlarının kara savaşları bölümünde tümen komutanı bir yarbaydır.
yarbay olarak girdiği savaşta gösterdiği üstün başarı ile miralay(albay)lığa terfi etmiştir.
ne zaman?
eylül 1915'te.
yani daha çanakkale savaşları sona ermeden.
şimdi, yarbay mustafa kemal, ne oldu da albay oldu?
bakınız gelibolu yarımadasına çıkarma yapan müttefikler, bu kara parçasını her şeyi ile amansız bir şekilde savunan mehmetçiği buldu karşısında.
bu küçük toprak parçasında çakılıp kaldılar, bir ilerleme kaydedemediler.
ta ki 10 ağustos 1915 sabahına kadar.
10 ağustos 1915 sabahı genel bir taarruza karar verdiler, bu taarruzda ellerindeki bütün potansiyeli kullanacaklar ve gelibolu yarımadasındaki türk milletinin son direnç noktasını da aşarak, istanbul'un yolunu açacaklardı.
bu stratejik yerin adını hepiniz duymuşsunuzdur. conkbayırı...
bugün avustralya'ya, yeni zelanda'ya gidin, "ben türkiye'den geliyorum, ben istanbul'dan geliyorum" deyin, kimse sizi sallamaz.
iplemez.
ama "ben conkbayırından geliyorum" dediğinizde avustralya'nın en ücra köşesinden, yeni zelanda'nın en güneyindeki balıkçı köyüne kadar kapısını çalacağınız her evde önünüze bir kap yemek konur, altınıza güzel bir yatak serilir ve muhabbetiniz can kulağıyla dinlenir.
şimdi atatürk'ün üniforması baloya gitmeye uygun, hiç kirlenmemiş diyen arkadaşlar şu conkbayırı destanını ve 10 ağustos'ta orada verilen mücadeleyi lütfen bir kez olsun okuyunuz.
(bkz: 10 ağustos 1915 conkbayırı taarruzu/#37454661)
işte bu conkbayırı savunması ve taarruzu biz türkler için sakarya ne ise, dumlupınar ne ise odur.
conkbayırı bu milletin kurtuluşa giden yolunda yeşeren büyük umuttur.
bu conkbayırındaki efsane mücadeleyi veren komutan da yarbay mustafa kemal'dir.
mustafa kemal conkbayırında çanakkale savaşlarının ve türk milleti'nin kaderini değiştirmiş, ingilizlerin istanbul rüyasını sona erdirmiştir.
bu yüzden de yarbaylıktan albaylığa terfi etmiştir.
conkbayırında, yarbay mustafa kemal bu conkbayırı taarruzunda düşman siperlerinin 20-30 metre kadar yakınındadır ve burada göğsüne isabet eden şarapnel ile yaralanmış, lakin allah onu büyük türk milleti'ne burada bağışlamıştır.
conkbayırı atatürk'ün ikinci doğum yeridir.
tanrı'nın onu bize armağan ettiği yerdir.
düşman siperlerinin hemen 20-30 metre berisinde göğsündeki saati parçalanarak canı kurtulan bir komutan için bunları söylemek iftiradan, onun aziz hatırasından ve kahraman mehmetçiğimize hakaretten başka bir şey değildir.
unutmayın tarih bu yalancı, iftiracı aktrolleri hiçbir zaman yazmayacak, ama tarih her zaman conkbayırında atatürk'ün göğsüne isabet eden kurşun'un saatini parçaladığı yeri yazacak... https://galeri.uludagsozluk.com/r/1504192/+
