"istiklal marşı değişmelidir" diyen anayasayı çiğner, anayasayı çiğneyen de vatan hainidir.
çünkü; 1982 Anayasası'nın üçüncü maddesi, "Milli marş, istiklal Marşı'dır" diyor.
Hemen ardından, dördüncü madde de, "Üçüncü madde hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez" diye ekliyor.
Hani, şu ünlü, "Madde bir, şef daima haklıdır... Madde iki, şefin haksız olduğu durumlarda birinci madde uygulanır" gibi bir şey sizin anlayacağınız...
özetle; istiklal Marşı'nın değiştirilmesi yasak, değiştirilmesinin teklif edilmesi de yasak...
ammaaaa... demiyor ki "istiklal marşını eleştiremezsiniz"! değiştirilmesini teklif etmeden istiklal marşını gönül rahatlığıyla eleştirebilirsiniz efendim.
Akif'in şiiri "eklektik" bir şiirdir. içinde hemen her şairden bir şeyler vardır. Açıkçası, Akif, imge araklar. Ama güzel araklar. Namık Kemal'in "serhaddimize kal'a bizim hak-i bedendir" dizesini evirir çevirir, "benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var" yapar. Mithat cemal'in "düşmez yere haşa o bizim bayrağımızdır, bir fecr olarak doğmadadır her yanımızdan"ı, "korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" olur... (zeki bey marifetiyle bu dize, "larda yüzen al sancak"a dönecektir!)
akif bu, alır Mithat cemal'ın dizelerini; "verme sakın çünkü bu toprak senin, toprak olan cedlerinin göğsüdür, altı senin üstü senindir bütün, yer, deme, türk askerinin göğsüdür"... şöyle tornistan eder; "bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanı".
yani, izzet ulvi, "ey garp, bu mu medeniyet?" diye sorar da, akif, "medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar diyemez mi?"
Mehmet Akif aslında bu işi pek de bilinçli yapmış, bütün bu istiklal marşı adaylarından bir "sentez" yaratmıştır.
Akif'in şiiri gerçekten güzeldir. Akif'in şeriatçı görüşlerinden hiç mi hiç hoşlanmasam da, sağ olsun bizim boktan basının neredeyse dünyanın en büyük şairi Vilyem şekispiyer ile boy ölçüştüreceği Akif in aslında şair mair değil düpedüz bir "manzumeci" olduğunu bilsem bile, bu şiiri güzeldir. içi sıra bol islam propagandası da geçse, bir ulusun bağımsızlığını dolaştırıp getirip "Allah'ın vaatlerine" bağladığını görsem bile güzeldir.
ama aklıma takılmıyor da değil hani; neredeyse yarısı arapça olan, şeriatçı görüşleriyle ünlü mehmet akif'in yazdığı bu şiiri en fanatik şekilde savunanların da "kemalistler" olduğunu görmek ne seviye bir ironidir, yorumu size bırakıyorum...
Zeki Bey'in bestesi de güzeldir. Marş gibi marşa benzer. inanmayan, çeşitli vesilelerle, işte Olimpiyat, futbol maçı falan, yan yana çalınan milli marşları karşılaştırır, bizimkinin tok sesli, erkek edalı, vurgusu sağlam, temposu oturaklı, ritmi görkemli olduğunu görür. Daha doğrusu duyar.
Amma velakin... Milli marşın prozodisi, yani müziğinin sözüne, sözünün müziğine uyumu, koskoca bir Hiç'ten ibarettir. Bozuktur. Beş para etmez. Bugün kalkıp bu sözleri bu müzikle besteledim diye TRT'ye gönderseniz denetimden dönersiniz.
işte sırf bu yüzden; istiklal Marşı'nı sıradan vatandaş söyleyebilemez. Söylemeye kalkınca bozar, katleder, sonra da müzik öğretmenine kulak çektirir. kabahat çocuğun değil, rahmetli Zeki Bey'indir oysa. Onun için de ortaya, "larda yüzen al sancak" gibi, "o be" gibi, "layacak o benim" gibi, "kahraman ır" gibi, "ra helal hakkıdır" gibi, "tiklal" gibi soytarılıklar çıkar.
şimdiiii...
gördüğünüz gibi asla değiştilmesini teklif dahi etmiyorum ama yarısı arapça ve farsça olan bir "türk" milli marşının şiirini ağızdan salyarak saçarak fanatik bir şekilde savunup, sonra başkalarına; "arap seviciliği yapıyor ibneler", "şeriatçı bunlar" diye hakaret etmek olmaz güzel kardeşim.