her birey onu güçlü kılacak şartlar içerisinde ve niteliklerle doğmaz. bazı insanlar hayatı zor tarafından yaşarlar. bunu bir lanet olarak görme eğilimine sahip varlıklar olsak da bu durum bir lanet değil bir hediyedir. zorluklara katlandığımız için, çektiğimiz çileler için varlığı ile yokluğu tartışmaya açık bir öbür dünyadaki ödülleri alabilme ihtimali değildir bu zorlukları güzel yapan. hayattaki zorlukları asıl harika kılan, kendinizi aşabilmenize olanak sağlamalarıdır. karşınıza çıkan her zorluğu daha da güçlenebilmek için yeni bir eşik olarak görebildiğiniz zaman hiçbir şey karşınızda duramaz. yaşamın savurduğu her darbeyi, "ben bunu da yenebilirim" diyerek karşılamalı insan. güçlendikçe artık hayatınızda umudun daha az yer kapladığını göreceksiniz. umut zayıflar içindir. güçlü olmak zorundasınız, sadece kendiniz için değil. kendini zayıf gören ve gerçekten zayıf insanlar için de gerekli adımı atabilmek için, siz gibi hisseden insanları bataklıktan kurtarabilmek, onlara ilham kaynağı olabilmek için.
iyi bir işiniz, harika bir hayatınız olmayabilir. yapayalnız kalmış olabilirsiniz. bunlar henüz pes etmek için yeterli sebep değil. hiç kimse kaderini baştan yazamaz ancak herkes onu istediği gibi şekillendirebilir.
hiç doğmamış gibi silinip gitmek mi, yaşama anlam katan her şeyden tattıktan sonra tam zamanında ölmek mi isterdiniz? cesur bir savaşçı gibi kanının son damlasına kadar savaşmak mı, yoksa bir korkak gibi kendinizi kaderin ellerine teslim etmek mi isterdiniz? bu soruları sormalı insan kendine önce.
