ülkücülüğün tarihi hakkın da biraz uzun ama okumaya değer bir bilgi.
Türkeş; 1965 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ ne başkan oldu. 1969 yılında CKMP ismi adana kongresinde değiştirilerek MHP adını aldı. Partinin amblemi Osmanlı bayrağı olan üç hilal oldu. 12 Mart darbesini destekleyen Türkeş’ in MHP’ si ve faşistlerin askeri örgütlenmesi Ülkü Ocakları, 1970’ lerin başından itibaren işçi hareketine ve sola karşı silahlı saldırılara başladı. Genelkurmay’ a bağlı Özel Harp Dairesi ya da diğer adıyla bilinen kontrgerilla, ülkücüleri komando kamplarında yetiştirip silahlandırdı. Ülkücüler 1970’ li yıllarda sokaklarda insan avına çıkıyorlardı. Ülkücü katil Veli Can Oduncu itiraflarında insanların bıyıklarına bakıp solcu olduğunu anlayıp öldürüyorduk derken bir başka ülkücü Ferhat Tüysüz’de canımız sıkıldığında solcu avına çıkıyorduk diyen bir ülkücülerdir. ülkücülerin yaptığı katliamlar 12 Eylül darbesine zemin hazırladı.
Ülkücüler demek katliam demektir.
istanbul Üniversitesi’ n den çıkan öğrencilerin üzerine bomba atmak, silahla taramak. Bahçelievler’de 7 TiP üyesi sosyaliste işkence etmek, boğarak öldürmek. Maraş’ ta yüzden fazla Alevi’ yi kadın, çocuk, hamile, yaşlı demeden katletmek. Sivas ve Çorum’ da aynı vahşeti sergilemek. Aydınları, gazetecileri vurmak. Tüm bunlar ve çok daha fazlası ülkücülerin siyasi geleneğidir.
Kitlesel katliamlar irdelendiğinde altından Ülkü Ocakları Derneği ve Ülkücü Gençlik Derneği, Ülkü Yolu Derneği’ne bağlı ülkücüler çıkmaktadır.
Ord. Prof. Bedri Kafakioğlu, Prof. Dr. Ümit Doğanay, Prof Dr. Cavit Orhan Tütengil, Doç. Orhan Yavuz, TRT prodüktörü ve yazar Ümit Kaftancıoğlu gibi birçok değerli bilim insanını, ilerici- devrimci ve aydın insanları öldüren ülkücülerdir.
Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul’u vuran ülkücülerdir. DiSK Genel Başkanı Kemal Türkler cinayetini gerçeklestirenler ülkücülerdir.
Abdi ipekçi ve Papa suikasti ülkücü Mehmet Ali Ağca tarafından gerçekleştirilmiştir.
Avrupa Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu eski başkanı (itirafcı) Lokman Kondakçı, Bedrettin Cömert cinayetiyle ilgili olarak: “Bu eylem ve eylemlerden Ülkü Ocakları başkanları sorumludur”. demişti. Cinayeti Rıfat Yıldırım, Üzeyir Bayraklı, Mithat Torun adlı ülkücüler gerçekleştirmişti. Bu iki ülkücü 1980’li yıllarda Avrupa’da uyuşturucu tacirliğinden Almanya’da cezaevinde yattı. Mafia içi hesaplaşmada uyuşturucudan dolayı cezaevine girip çıkan Üzeyir Bayraklı Almanya’da öldürüldü…
Bahçelievler’de 7 TiP’li devrimcinin öldürülmesi olayını gerçekleştirenler ülkücülerdir. Yedi TiP’li öğrenciyi boğarak öldürenler arasında Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı gibi ülkücüler vardı. Olay yerinde bulunan araç MHP Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Mit’e ait olduğu ortaya çıktı.
Komando kamplarında silahlı eğitimden geçirilen Ülkücüler sola -sosyalistlere, ileri-demokrat aydınlara, sendikacılara, işçi önderlerine, devrimci gençlere karşı yetiştirildiler. Komando kamplarının parasal desteğini Adalet Partisi Çanakkale milletvekili Murat Bayrak karşılıyordu. Kampa gelenler arasında Alpaslan Türkeş, TRT genel müdürü Nevzat Yalçıntaş gibi simalar geliyordu. Cumhuriyet gazetesinden Hikmet Çetinkaya komando kamplarında yapılanları araştırdı ve gazetedeki köşesinde yazdı.
Alpaslan Türkeş, komando Kamplarına ilişkin bir açıklamasında bakın ne söylüyor.
“Komünistler memleketi sahipsiz sanıpta sokak hakimiyeti kuramazlar. Memleketimizde onların anladığı dilden konuşacak milliyetçi çocuklar var. Bunun için gençlerimizi mücadeleci olarak yetiştiriyoruz.”(Reis Soner Yalçın Doğan Yurdakul, sy. 3l)
“Yağmur Oğlum,
Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir de resmimi yadigar olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol. Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır. Bulgarlar, Almanlar, italyanlar, ingilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, isponylollar, Portekizliler, Romanlar, yeni düşmanlarımızdır. Japonlar, Afganlılar, Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır. Ermeniler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Zazalar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler, Çingeneler, içerideki düşmanlarımızdır. Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için hazırlanmalı. Tanrı yardımcın olsun.” Nihal Atsız
Bir ırkçının ağzından bu kadar açık itiraflar olsa olsa Hitler olur diyeceğim ama Hitler bile Nihal Atsız’ın yanında hafif kalıyor.
Devlet Bahçeli ise her fırsatta biz ırkçı değiliz dese bile görünen köy kılavuz istemez.10 parti kongresinde Nihal Atsız’dan bahsederken ağzının salyasını akıtmıştı. Nihal Atsız’ın onurlu bir milliyetçi olduğunu ve onu saygıyla minnetle anıyorum diye açıklamıştı.
Devlet Bahçeli parti kongresinde; kendisinin ” ciddi bir politikacı, MHP’nin ise halk dostu” bir parti olduğunu anlatıp durdu, peki sormazlar mı? Nihal Atsız nasıl halk dostu olabiliyor. yukarıdaki söyledikleri herşeyi açıklamıyor mu? Halk düşmanı bir kişi halkaların arasına dostluk değil düşmanlık eker.
MHP nasıl bir parti? halk dostu mu? farklılıkları seven bir parti mi? Buna inanan kimler olabiler?
Alpaslan Türkeş, bir gazeteci ile yaptığı röportajda, gazeteci “Anadolu bir mozaiktir, bu konuda ne diyorsunuz” diye sorduğunda ne Mozaği ulan” diye cevapladığı unutuldu mu?
MHP’nin imajı değişti diyenler kimlerdir?
MHP’nin tarihinde silemediği, silemeyeceği kadar eli kanlıdır, kirliliğini silemeyeceği kadar ırkçı düşüncenin savunucusudur. MHP, Kurt gibi puslu havayı bulduğunda, dişlerini göstermekten, dillerini bıçak gibi keskinleştirmekten geri durmayan bir parti değil mi?
Kendilerinden başka herkesi “düşman” ilan eden” MHP’nin gerçeği. Fikri neyse zikri de o değil mi?
MHP’nin kanlı tarihini ve sayfalarını açmakta fayda vardır. Her sayfası ve tarihi; işkence ve katliamların, cinayetlerinin, bombalamaların altındaki imza ülkücülere aittir. 12 Eylül Mahkeme dosyaları incelendiğinde daha fazla detayların çıktığını görüyoruz.
Kendini bilmek, Okumak, araştırmak, sorgulamak ve merak etmek; insanı Anadolu çomarlığından kurtarır…