gerçekten standart öğrenci durumudur.
ayrıca parasızlık gururu azaltmayı gerektirir. öyle ki, bundan 1 hafta önce taksim'de bulunan bir vakıftan burs için davetiye aldım. görüşmek için gittiğimde, sanki o vakıfa "tuvalet temizlemeye" gidiyormuşum gibi hissettim kendimi. ailemin parasının beni rahatça okutacak kadar olmaması, bu muamelenin bana yapılmasını geçerli kılmaz.
hayatım boyunca parasızlığı istediğin arabayı alamamak, istediğin tatile gidememek, istediğin anda istediğin telefonu alamamak, istediğin zaman istediğin şeyi yapamamak olarak bilirdim. fakat anladım ki, belli yaştan sora parasızlık gururu satan bir araçmış. tabi belirtmeden de edemeyeceğim, burs veriyoruz ayaklarına öğrencinin anasını ağlatan tüm yardımseverlerin allah belasını versin.
ve yine eklemekte fayda gördüm, parasızlık insanların dini inanışlarını da etkiliyor. öyle ki, reenkarnasyon diye bir şeyden bahsediyorsak kast sistemini bilmeliyiz. kast sisteminin alt tabasında sabit giden "parasız doğdum parasız öleceğim" fikri reenkarnasyon'u doğurmuş bilahare çöplüklerde boş boş oturup zengin doğmayı bekleyen çulsuzlar var.
özetle, parasızlık zenginlik gibi değildir. parasız her geçen gün insana roman yazdırır; fakat zenginlik içindeki ömüre bir satır şiir dahi sığmaz.