31 agustos 2008 kayserispor galatasaray maci

entry46 galeri
    35.
  1. başladığı gibi biten sıradan bir türkcell süper ligi maçı.

    maçın genel analizinden ziyade ligimizin ve beklentilerin neler olduğunu azcık da olsa gösteren maç olmuştur. teknik analize girmeye gerek yok zira galatasaraylı dostlar gayet güzel izah etmişler. ama benim anlamadığım; galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş gibi gerçekten de üzülerek belirtiyorum ama ''dandik'' bi ligin üstünde seyreden takımların neden ısrar ve inatla beraberlik gibi bi oyun mantığıyla sahaya çıkmaları.

    kardeşim sen fenerbahçe'sin, galatasaray'sın, beşiktaş'sın. kimseyi küçümseme hakkına sahip değilim ama eğer sen belediye'ye kendi sahanda 8 tane korner attırıyosan, kayseri gibi sadece şişirmekten başka bi atak seçeneği üretemeyen takıma karşı forvet çıkarıp forvet sokuyosan, antalya gibi takımdan 10 dakikada 2 gol yiyosan bi sorun var demektir.

    örneğin ben cahil bi adamım, anlamıyorum futboldan. ama şunu biliyorum; benim takımımın kurulduğu paraya 3 tane türkcell süper lig kurulur. ve bu takım eğer bi anadolu takımını en azından kendi sahasında hapsedemiyosa, boğamıyosa, kapanmak zorunda bırakamıyosa kimse kusura bakmasın ama bu ligden de bişey olmaz, bu takımlarımızdan da. daha yeni lige çıkmış bi takıma karşı tek forvet mantığını an-la-mı-yo-rum. forvet çıkarıp forvet sokma mantığını an-la-mı-yo-rum. milyon dolarlık adamlardan kurulu bi takımın kendi sahasında kendisinden en az 8 kat küçük bi takıma 8 tane korner kullandırmasını an-la-mı-yo-rum.

    ben sokaktaki adam olarak şu anki tablodan çok daha başka bi tablo bekliyorum. yukarda saydığım üç takımın her hafta ortalama 5-6 net gol pozisyonuna girip en azından 2-3 golle kapattıkları haftalar istiyorum. yapamazlar mı? o zaman ne işi var güiza'nın, kewell'ın, alex'in, lincoln'ün, delgado'nun bu ligde?

    aslında yapılması gereken acı da olsa realist takılmak. bu takımların güçleri belli. yıllardır güzide medyamızın şişirip davul ettiği oyuncuların performansı belli. bu ülkeye gelen adamlar belli. yani 131'e binip ferrari f50 sollamayı hayal etmenin bi alemi yok.

    o kadar çok etkileniyoruz ki bizim yerimize konuşup maç yorumlayan adamlardan; bizim hayallerimizi bile onların kurmasına izin veriyoruz. ve aslında o kadar farkındayız ki; biz türkiye'de yaşıyoruz. ne şampiyonlar ligi ne de uefa kolay kolay girmez bu ülke hudutlarından içeri biliyoruz. gene de kendimizi kandırıyoruz. sonra ne yapıyoruz? ntv spor'u açıp la liga'yı izliyoruz. zira ordaki futbola, şartlara, hayata, hayallere ulaşmak için çok uzun miller, metreler var; idrak ediyoruz. ve ''save game'' deyip oyundan çıkıyor, başlat menüsünden bilgisayarı kapatıyoruz...
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük