Perdeler kapalıdır, yataktan çıkmamak için deyim yerindeyse sürünürsünüz. Sonra bir an içinde bulunduğunuz loş odadan sıkılırsınız. Ne kadar süredir hareket etmediğinizi farkedersiniz. Ani bir kararla dışarı çıkmayı, en azından temiz bir hava alma fikrini uygulamaya koyarsınız. Bir anda yorganı üzerinizden atar ve üzerinize dışarıya uygun bir şeyler bakmaya başlarsınız.
Ama o da ne? Kaç gündür dışarı çıkmadığınız için havanın nasıl olduğu hakkında bilginiz yoktur. Telefondan hava durumuna bakarsınız, anlam veremezsiniz. Pencereyi açıp, hafif dışarı çıkıp havanın nasıl olduğuna karar vermeyi düşünürsünüz.
Güneşliği açtığınız anda dışarıdan gelen gün ışığı gözlerinizi alır, güzel bir gün dersiniz. Güzel bir günün verdiği hafif mutlulukla pencereyi açar, hafif sarkarsınız. Hava güzeldir, üzerinize hafif bir şeyler alıp dolaşmak için idealdir. O ara siz dışarıyı süzerken karşıdan gelen bir çift görürsünüz. El ele tutuşmuş ve mutlu oldukları hallerinden bellidir.
Çifti gördüğünüz anda tekrar derin bir acıyla yüzleşirsiniz. Pencereyi, perdeyi ve güneşliği sırasıyla kapatırsınız. Pijamalarınızı geri giyinip az önce çıktığınız yorganın altına tekrar girersiniz. Ne yatak ne yorgan henüz soğumamıştır.