en şapa oturtanı da "atatürk olmasaydı senin anan belli olurdu ama baban kim olurdu bilebilir miydik?" hipotezidir.
hipotez diyorum çünkü çok kuvvetli bilimsel temellere dayanan bir sorudur. önce araştırma, sonra veri toplanması ve ardından bunların analizi. nihayet son olarak da raporun açıklanması: "zinhar belli olmazdı."
bu felsefenin kurucusu eski yunan'dan sonra felsefe bilimine sağladığı olağanüstü katkılarla tarihe geçen neyzen bir zattı. gerçi hakkında türlü dedekodular olsa da sonuçta meyve veren ağaç taşlanır. di mi ama?
o kadar kuvvetli bir neden-sonuç ilişkisi ile kafamıza kazınmıştır ki bu hakikat ötesini düşünmemiz determinist aklımaza dahi gelmez. matematik, fizik gibi müspet bilimlerdeki "kanunlar" ne kadar kati ise bu nazariye de (sosyal bilimlerin tabiatına aykırı olarak) tek "kanun"dur. lakin tek bir zaafı vardır. evrensel olamaması. hikaye güzeldi değil mi? ne yazık ki acı sonla bitti. *