serçe

entry63 galeri
    47.
  1. Harikulade bir ülkü Tamer şiiri.

    “1
    kuşların bakışına göre değişir yeryüzü
    sert pençesiyle küfü çizen baykuş
    ağacına kendi çapında bir yangın getiren saka
    gagasından bir yıldız kaydıran kırlangıç
    kuşlara göre değişir yeryüzü
    kuşların bakışlarına göre
    kanatlarıyla dağıttıkları bulutlara göre
    şaştıkları uçurtmaya
    ve imrendikleri ökseye göre

    2
    avlunun ucundaki kayısı ağacından kalktım
    pencereden havuza erik fırlatıyordu şen çocuk
    evin çatısına doğru yükseldiğimi gördü
    gagamı ve tüylerimi tanırdı ama galiba yeniden döneceğimi sandı
    oysa ben dönmemek üzere ayrılıyordum
    yazların, kışların, yılların avlusundan
    böceklerin, çekirdeklerin damından
    taşların evinden
    ve çocuğun kırılmaz gülüşünden
    çünkü beklediğim an gelmişti artık
    yolculuk: gökkuşağına
    dağla birleştiği noktaya gökkuşağının
    neden istiyordum bu yolculuğu, onu bilmiyorum
    hem ben yolculuk etmeyi sevmem
    uykusuzluk beni yorar
    gökyüzü beni korkutur
    ama bir şey vardı kayısı ağacında beni iten
    ve yağmur kesilince gökkuşağı beni çekiyordu

    3
    kasabalara göre değişir yeryüzü
    sırtında evlerin ağırlığıyla acı çeken dev
    ancak tenhada saçlarını uzatır
    bana elini uzatır
    kuşlara yardım eder
    hafiflik sunar
    kasabanın kıyısındaki çiftliği geçerken
    atmacayı usandıran horoz bana sevgiyle baktı

    4
    koruda kalmak bir serçeyi bile dinlendirir
    koruda dinlenirken çeşitli şeyler düşünür serçe
    zümrüdüanka diye bir kuş yoktur
    ama ara sıra alacakaranlıktan geçer o kuş
    göklerin salyangozudur
    geçtiği yolları yaldızla çizer
    bunu düşündüm koruda dinlenirken
    zümrüdaüankayı seslendirirken tanrı
    avucunda ansızın bülbülü görmüştür
    sonra kuzgunun üstünde siyahı denemiştir
    martının üstüde beyazı
    yarasanın üstünde uykuyu
    güvercinin üstünde şiiri
    kumrunun üstünde ev kadınını
    karabatağın altında sisi
    kartalın uçuşunda ıslak tepeleri
    gagaya cesaretle uyan bir bakışı denemiştir
    bunları düşündüm koruda dinlenirken
    sonra bazı soruların cevaplarını buldum
    heykelleri sığırcıklar için yapar insanlar
    (nedense bir sığırcık heykeli yapmayı unuturlar)
    duygularıyla haberleşmek için kanarya kullanırlar
    görmeden sevmedikleri kuş akbabadır

    5
    ikindi oluyordu
    gökkuşağına varmalıydım akşam olmadan
    zaten rüzgar beni bekliyordu havada
    yükseldim
    bir tilki şaşkınlıkla beni süzdü
    nasılsa uçabilen bir tilkiydim ona göre
    bir tilki-serçeydim koruya göre
    bir serçeydim bana kalırsa
    oyalanmak olmazdı
    umutsuzluk beni çağırıyordu

    6
    kelimesini bulmuştum yolculuğumun:
    umutsuzluk

    7
    puhuların, ispinozların, sülünlerin yasını
    o ikindi kanat çırparken gördüm
    yolculuğum sırasında ezberledim
    papağanların kendi dilleriyle yaktıkları ağıtı
    keklikler, çulluklar, bıldırcınlar
    beyaz bir örtü dokuyorlardı
    yıldızların çoğaldığı anda vardım gökkuşağına
    katlanmış
    bir kovukta belki beni bekliyordu
    serçelerin onuruna göre değişir dünya
    gagamla ucundan tuttum gökkuşağını
    bazı renk kırpıntılarını tarlaların üstüne
    çayırların, çalıların, bacaların
    bebeklerin, papatyaların üstüne serptim
    sonra usulca onu
    boydan boya açtım karanlıkta”

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1640918/+
    1 ...