1918 yılında Manisa'da doğdu. Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu'ndan mezun olan Berk, Espiye'de iki yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. Bu dönemde kaleme almaya başladığı şiirleri Manisa Halevi'nin yayını Uyanış'ta, ardından Varlık ve Çığır gibi dergilerde yayımlandı. Berk, ilk kez1935 yılında "Güneşi Yakanların Selamı" adıyla kitaplaştırdığı şiirlerinde Nazım Hikmet'in etkisi altındaydı.
Şair 1945'te Gazi Eğitim Enstitüsü'nün Fransızca Bölümü'nü bitirdi. 1945-1955 yılları arasında Zonguldak, Samsun, Kırşehir'de ortaokul ve liselerde Fransızca öğretmenliği yapan Berk, 1956'da Ankara'da T.C. Ziraat Bankası'Nın yayın Bürosu'nda çevirmenliğe başladı.
Berk, uzun şiir serüveninde, 1940'lara doğru Yeni Edebiyat anlayışı içinde yer aldı; Ses, Yığın, yeryüzü, Kaynak gibi dergilerde yazdı. 1947'de yayımlanan ikinci kitabı "istanbul" Appollinaire ve Whitman etkileri hissedilen modernist bir eserdi. Toplumcu gerçekçi yönünün ağır bastığı bu dönemde "Günaydın Yeryüzü" (1952), "Türkiye Şarkısı" (1953) ve "Köroğlu" (1955) adlı kitaplarını yayımladı.
1953'te yenilik Dergisi'nde çıkan "Saint-Antoine'nin Güvercinleri" ile, ilhan Berk şiirinde yeni bir dönem açıldı: Bu eseri ileride ikinci Yeni adını alacak şiir akımının habercilerinden oldu. ilhan Berk, özellikle "Galile Denizi" (1958) kitabından itibaren, bu akımın öncüsü ve güçlü savunucusu olarak anılmaya başladı.
"Çivi Yazısı" (1960), "Otağ" (1961) ve "Mısırkalyoniğne" (1962), gibi eserlerinde, şair giderek gerçeküstücülük etkisinde dil, imge ve anlam arayışlarına yöneldi. "Çok boyutlu, çok anlamlı, çağrışımlı, bu yüzden de kapalı bir şiir peşindeyim artık" sözüyle açıkladı bu dönemini. Aynı zamanda yetkin bir çevirmen olan Berk, Arthur Rimbaud'dan Türkçeye kazandırdığı "Seçme Şiirleri" i 1962'de Ezra Pound'dan "Seçme Kantolar" ı 1969'da çıktı.
Ziraat Bankası'nın Yayın Bürosu'ndaki görevinden 1969 yılında emekli olan Berk, Bodrum'a yerleşip kendini tamamen edebiyat çalışmalarına verdi; Şair Lale Müldür'e göre, Halikarnas Balıkçısı'ndan sonra Bodrum'u Bodrum yapan kişiydi.
"Kül" adlı kitabıyla 1979 yılında Türk Dil Kurumu Ödülü'nü kazanan şair, kendisi için o ünlü "şiirin uç beyi" benzetmesini yapan Behçet Necatigil'in adını taşıyan ödülü ise 1980 yılında "istanbul Kitabı" adlı eseriyle aldı. Bu ödülleri, 1983'te "Deniz Eskisi" adlı kitabıyla Yedi Tepe Şiir Armağanı, 1988'de de "Güzel Irmak" adlı kitabıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü izledi.
"istanbul" ile öne çıkan kent temasının devamı, 'metin yazı' olarak nitelediği özgün kitapları "Galata" (1985) ve "Pera" (1990) ile geldi.
Mehmet Fuat'ın deyişiyle "ilhan Berk dokunduğu her şeyi şiire dönüştürür" dü. Berk'in yapıtları ispanyolca, Fransızca ve ingilizceye çevrildi.
Olağanüstü üretken şiir serüveni boyunca, Orhan Koçak'ın dediği gibi" Türk şiirinin en sık yatak değiştiren şairi" olan ve pek çok farklı tarzda eserler veren Berk, 2008 yılında PEN Türkiye Merkezi tarafından Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen 3 isimden biriydi. Şair, ayrıca çevirmenliği ve ressamlığı ile de tanınıyordu.
Uzun süredir kanser tedavisi gören Türk şiirinin Büyük ustalarından olan ilhan Berk, 28 Ağustos 2008'de Bodrum Devlet Hastanesi'nde hayata veda etti.
(Milliyet, 29.08.2008,syf.13)