krizin tanımına uygun düşmesi için olayların beklenmedik ve ani gelişmesi gerekir. 94 krizinin devamıdır ve kontrol altında tutmak için uygulanan politikalar doğrudur fakat akp'yi nasıl şu anda satılmış medya ayakta tutuyorsa o zaman da iktidara getirmek için abd desteği vardı ve ellerinden geleni ardına koymadılar, ardı arkası kesilmeyen spekülatif ataklar insanların uygulanan politikaların başarılı olacağını dair inancını yitirmesine ve ona göre hareket etmesine sebep oldu. abd maşası akp iktidara gelince de batılı tefecilerden aldığı para ile durumun üstünü örttü ve bu sırada devlete dair ne varsa satıp savurdu. ecevit'e zamanında demediğini bırakmayanlar üretimi tamamen durdurulmuş ithalata ve dolara dayanan ekonomisi olan tayyip türkiye'sine nedense tek laf söyletmiyor. dolar dört seviyesine yaklaşıp oradan ara sıra 3.70'i test edip 3.80'de sabit kalsa bile tüm piyasalarda fiyat artışı sürekli devam ediyor. yani yerel paranın değer kaybetmesi ile birlikte bir kerelik ciddi fiyat artışı olmasına rağmen akp'nin basiretsiz ekonomi politikaları yüzünden katlanarak artan bir maliyet enflasyonu da var. peki buna neden kimsenin sesi çıkmıyor? sadece gıda enflasyonu şu anda yüzde 20'dir, kaliteli etin kilosu cumhuriyet altını ile yarışıyor. ecevit dediğiniz adam sırf batılıların haşhaş politikasına itiraz ettiği ve kıbrıs'ı müdafaa ettiği için abd, türkiye'yi dünyadan izole etmiştir, türkiye'nin yemediği ambargo kalmamıştır. birtakım kuş beyinliler adaları ne uğruna verdiği belli olmayan bir partiyi savunacağım diye etmedik iftira bırakmıyor. diğer bir mevzu ise akp döneminde bankalar, özellikle birkaç körfez bankası fettullah gülen cemaati gibi paralel devlet olmuşlardır. ne yasaları dinlemektedirler ne de cumhurbaşkanını ciddiye almamaktadırlar. türkiye'deki faizler dünyanın hiçbir yerinde olmamasına rağmen bu bankalar hala faize doymamakta ve birbiri ile faiz yarışını sürdürmektedirler çünkü merkez bankasının iflas ettiğini bildikleri için karşılarına rakip olarak sadece bir başka özel banka çıkıyor sonra birlikte türkiye'nin dibine darıyı ekiyorlar. cumhurbaşkanı kaç defa faizler düşürün dedi? ne oldu? yapısal sorunlardan ve türk bankacılık sektöründeki ahlaksızlıklar ve hukuksuzluklardan bahsetmiyorum bile ve daha kötüsü hakkınızı arayabileceğiniz herhangi bir kurum da yok. müşteriyseniz yolunuyorsunuz, çalışansanız harcanıyorsunuz. burada düşük profilli soytarılar habire önlerine koyulan metinleri üç beş kuruş uğruna yazıyor ama demiyor ki güneş balçıkla sıvanmaz. tek çözüm bu soytarılar ya asgari ücrete mahkum edilsin ya da savaşa gönderilsin, o zaman bakalım havlamaya devam edebilecekler mi?