Halamın çocuğu olmadığı için zamanında çocuk esirgeme yurdundan çocuk almışlardı, yasal bir şekilde.
O zamanlarda da kağıt işlerini ben yapıyordum, resmi evrak işlerini. Kardeşim de bunu gördüğünde aklı başındaydı yani 11-12 yaşlarında. Aramızda 10 yıl var kardeşimle, bu anlatacağım olay da yaklaşık 5 6 yıl önce gerçekleşiyor.
Kardeşim yurttan çocuk aldığını yaşamış birisi, bende o zamanlar ona sende yurtta büyüdün. Biz seni de oradan aldık, aslında benim kardeşim değilsin. Bu aileden değilsin, annemle babam sen üzülme diye söylemiyor sana falan diyordum. ilk zamanlarda inanıp ağlıyorsu, sonradan sonraya o kadar çok söylüyordum ki bunu umursamaz hale gelmişti.
Bende bunun üzerine bir gün kuzenimin resmi belgelerini alıp üzerinde oynama yapıp, bunları (15 20 sayfa), kendisinin aslında camiden alınma olduğunu yazan bir sürü belge yi düzenleyip, birde kendi el yazımla a4 kağıdına "bugün eve yeni bir kardeş geldi" gibisinden günlük tarzı yazı yazıp yanına da internetten bulduğum bir erkek bebek fotoğrafını koyup dosyalayıp böyle benim odamın çalışma masasının arkalarına doğru saklamıştım. Evden çıkarken de elime telefonu alıp onun duyabileceği bir şekilde "tamam baba dosyalar masamın arkasında" demiştim. Biliyordum oraya gidip bakacak.
Benim söylememe alışkındı, ama ya ben kendisini üzmemek için bunu olağan bir hale getiriyorsam? Kendisi oraya gidip o belgeleri, fotoğrafını, benim el yazımı falan gördüğünde aslında söylediğimin gerçek olduğuna, kendisinin evlatlık olduğuna inanacaktı. Sonuçta kendi gözleriyle üzerinde ismi soy ismi doğum tarihi olan belgeler görecekti.
Ben "tamam baba masamın arkasında" diyip evden çıktım. Kafeye falan gittim, o zamanlar sevgilim var. Öhöm öhöm. Akşam oldu eve geldim, odama girdim önce baktım karıştırmış oraları sonra da toplamaya çalışmış.
yemek yiyeceğiz, neyse işte masaya toplandık, bizimki ortalıkta yok, çağırdım çağırdım sonradan kardeşim bir geldi yüzü bembeyaz. Size inandığım her şey uğruna yemin ediyorum yüzü bembeyaz olmuş kireç gibi. O an bende korktum kötü bir şey olmuş diye. Neyse işte yemek yedik, annem de farketmiş, yüzünü. "oğlum hayırdır hasta mısın" dedi, bizimki "oğlum" lafını duyunca gözleri doldu. Ben gülmemek için kendimi zor tutuyorum ama. Nasıl.
Böyle yutkundu ağlamamak için ama mümkün mü? Evlatlıksın.
- anne ben evlatlık mıyım?" dedi ama birden hıçkırarak ağlamaya başladı. Durumu gören babam " inanma abine yine şaka yapıyor" dedi ama o da şaşırmıştı ağlamasına.
Bunun üzerine bizimki masadan kalkıp odasına gitti, benim belgeleri getirdi masaya fırlattı.
"şaka mı ya ne şakası bana yalan söylediniz siz benim ailem değilsiniz, yalancılar gideceğim buradan" diyor ama bir yandan da ağlıyor, babamla annem belgelere bakıyor o ara yemek zehir oldu tabi.
Babam ciddi ciddi okuyor kağıtları, annem "abin şaka yapmıştır " falan diyor bizimki şaka kelimesini duyunca daha kuvvetli ağlıyor.
O an gülerek gittim sarıldım kendisine "şaka yaptım ben hazırladım onları" dedim, bu sefer bana da inanmasın mı? "madem sen hazırladın neden masada saklıyorsun, bıktım yalanlarınızdan" diyerek bana vuruyor. Babam topladığı kağıtları yüzüme vurarak "ne bok yediysen düzelt" diyip masadan kalkmıştı.
Yemin ederim şaka dediğimde karnıma bir yumuk attı, bir yumuk attı hayatımda yemedim öyle yumruğu ben.