fenerbahçe

entry19151 galeri
    1061.
  1. öncelikle, yapacağım yorumların 27 agustos 2008 fenerbahce fk partizan maci ve 27 agustos 2008 steaua bukres galatasaray maci ertesindeki bi' gazın tezahürü olmadığını belirtmek istiyorum. ne zamandır yazacakken, bu başlıkları görünce hatırladım bu mevzuda yazmak istediğim bir şeylerin olduğunu.

    bilindiği de gibi, galatasaray türk futbol tarihi boyunca takımlar bazındaki en büyük başarıya ulaşmış, koskoca uefa kupası'nı ve süper kupa'yı tesadüf eseri olmayarak müzesine götürmüş bir takım. o vakit bir fenerbahçeli olarak, yalan mı söyleyeceğim, hiç istememiştim böyle bir olayın gerçekleşmesini. tabii o final maçının hemen bitiminde "popescuuuu!!!" diye bağırışıma tanıklık edenler de yok değilmiş ama, hatırlamasam da; kıskanıyorsun sonuçta, bu kadar büyük bir rekabet varken arada, istemiyorsun. nitekim 2000 senesinden beri de galataraylıların biz fenerbahçelilerle geçmedikleri taşak kalmadı bu konu üzerine. yok şu kupa bu kupa bugupa şubap şubap diye diye...

    sonrası?

    aziz yıldırım gibi vizyonu geniş bir adamın takımımın başında olması varlığından beri sevindirmiştir beni. banane lan, kaçakçıymış da, mafyaymış da... kim değil ki bu çarkta? adam kısa vade için adımlar atmayan birisi işte. yeri geldi şampiyonlar ligi'nde "0" çektik, son maçta şampiyonluğu kaybettik ama, bazı başarıların temelini oluşturacak altyapıları hazırlamayı da ihmal etmedik hiçbir zaman. bu işte takdir sebebim. stad olsun, orijinal takım ürünleri olsun, borsası, diğer branşları hep bir kurumsallığın adımlarıydı; en başlarda, bundan bilmem kaç sene önce, tıpkı bir real madrid'in, bir manchester unitedın izlediği yollar gibi.

    velhasıl, bu tarz, takımı her anlamda bir kurum haline getirecek, sponsorların gözdesi yapacak adımlar yavaş yavaş somut, taraftarı memnun edecek, istenen sportif başarıları getirmekte de geç kalmaz. nitekim, sırayla, her geçen sefer üzerine bir adım daha koyarak çeşitli başarılar elde edilmeye de başlandı bu yolda. bütün bu ön hazırlıklar olmasaydı, o gerçekten tahammül ve sabır gerektiren eleştiriler döneminde yapılan sosyal işler olmasaydı bu ufaktan başarılar gelir miydi, bir düşünün siz de...

    bir de bir dönemin avrupa'da fırtına gibi esen galatasarayına bakıyoruz...

    dönem için, herkesin malumu birinden yetenekli ve uyumlu futbolcular(hagi, emre, okan, hakan... saymayayım hepsini) ve başlarında fatih terim, bu, maalesef ki yegane kalmış başarıya imza atmışlardı. ve sonrası bir şekilde gelemedi... takım içindeki ekonomik krizler, futbolculara verilemeyen paralar, dolayısıyla başarısızlığın getişmiş olduğu huzursuzluk, kısacası yanlış strateji o unutulmaz takımın üstünden adeta bir buldozer gibi geçti ve yok etti. lakin, galatasaray da zamanında önünü görebilip, fenerbahçe'nin şu son 6-7 senedir yaptığı gibi ilerisi için belli adımlar atsaymış, belki şu an her sene şampiyonlar ligi finaline oynayan bir türk takımı da olabilirmiş.

    sözün özü, açlığın getirmiş olduğu sabırsızlıkla önemli zamanlarda yanlış ya da eksik adımlar atmamak gerektiği... halbuki kazanılan o başarıların hemen sonrası bile -2000 senesi yani- galatasaray için çok geç değildi belki de gelecekteki gerekli projelerin imzası adına. olmadı tabii. şimdi de açıkçası, kendi adıma, ne mutlu bana ki, her alandaki adımını bin düşünüp bir atan, hazmederek bir yerlere gelmeye çalışan bir takımım var. yaşasın hep...
    2 ...