her ne kadar temelde allah'ın kanunları olsa da
uygulamada zenginlerin, iktidar sahiplerinin, güçlülerin
mazlum halkın sırtına indirdiği kırbaçtan öte gidememiştir.
bence amacına uygun olduğu tek dönem peygamber dönemi, belki 4 halife dönemidir.
şeriat, 'dindar'zenginler için dinsizlik; fakir halk için din olgusu olan yerlerde uygulanamaz, uygulansa bile ebu lehebin elinde olan kırbaçtan farksız olur.
sonra da güç ve para sahibi ebu sufyanlara geçer iktidar olarak.
ve şeriat, ebu sufyan soyunun elinden, onların gibilerin elinden - ali oğullarının ve masum olan gariban halkın sırtına iner.
tarihte olmadı mı?
nice masum, hakikat arayan alim, hakkını arayan cesur, ekmek isteyen yoksul
hatta ve hatta ebuzer el gıfari, peygamber soyu hatta, şerri hükümlerle susturulup ezilmedi mi?
yukarıda biri de yazmış, yer ve gök arası allahınsa allahın hükmünün geçmesi gerekmez mi diye.
şerri mahkemelerde yargılanıp, işkencelerle etleri parçalanan ebu hanife
allahın hükmü ile mi yargılandı sence?
ya da şeriat döneminde zengin olan şu mervan hani, abdullah yada allahın hükmü ile mi zengin oldular yoksa başka halifenin akrabası kontenjanından mı?
eee o halde allahın hükmünü uygulayan taliban, el kaide filan cok güzel?
aaa onlar gerçek islam değil dimi? çok pardon.
bundan böyle şeriatın sağlıklı olarak uygulanabileceği tek yer insanın kalbidir.
yer ve gök arası allahın mülküdür, gelin o halde kalbinizi, kendinizi allahın kanunları ile yönetin.
sevmeyi ve merhameti kendisine farz kılmış olan yüce allahın kanunları ile.