ahmet hakan hürriyet gazetesinde 25 haziran 2006 günü yazdığı destanla
özetliyor bu ittifakı.naklediyorum:
"baba süleyman" aldırmadan yasına basına atıldı cepheye!
halkın son 50yıllık ortak hafızası bir parca suyu bulandırsa da, ne gam!
çünkü..
"ilhan abi" vermişti icazeti.
bir rüzgar esti ankaradan ıspartaya doğru..
bunu gören "deniz bey" durur mu?
o da salladı bayrağını soldan sağa..
kuvvetlendirdi"mürtecilere karşı omuz omuza" cephesini.
ama düşman %38 idi ve cephe biraz daha genişlemeliydi.
işte tam bu sırada geldi "büyük koma"dan son bir hizmet fırsatı.
"rahşan hanım" henüz ölmemiş eşinin vasiyetini açıkladı:
"çıksın eskişehirden adı yılmaz olan bir yiğit"
eskişehirdeki yiğit yılmaz sabırla meyvenin olgunlaşmasını beklerken,adı değil ama soyadı "yılmaz" olan bir fedai rahşan affından yararlanarak ses verdi mahkeme kapısından:
"gövdemi taşın altına sokarım!"
hey gidi hey!
bunu duyan "mumcu" biraz telaslansa da korudu metanetini.
"ağar" "hayırlı olsun" dedi
"bahceli" her zaman ki gibi susarak barajı aşma taktiğini sürdürdü.
hepsi bu değildi tabii.
çankaya da devreye girdi.
"üçüncü adam"ın işaretiyle ayaklandı "partizan":
"mehmet haberal" üniversitesi ve televizyonuyla geçti harekete
tek kişilik ordu "sinan aygün" bir kez dah göründü "ceviz" in kabuğunda.
"türk metal iş" in ak tolgalı beylerbeyi bir yaz günü haykırdı kendi kurduğu televizyon kanalından:
"arş yiğitler vatan imdadına!"
kendileri için bir şey istiyorlarsa namert diye adlandırılmayı göze almış bu "ekip" göz yaşartıcı bir destan yazıyordu vatan millet için...
parola "hafızasızlık" idi
işareti ise "cüretkarlık"
cüreti besleyen ortak duygu ise şuydu:
"kasımpasalı gitsin de kim gelirse gelsin"
tam bu sırada..
olup bitenleri keyifli bir şekilde gözlemleyen kasımpasalı tayyip erdogan
"yasasın bir 5 yıl daha iktidarız" dedi
yüzü gülüyordu
ve kimsenin duyamayacağı bir sekilde
"ne talihli bir adammışım ben yahu" diye fısıldadı.