kıbrıs

entry406 galeri video1
    64.
  1. herşeyinden önce vatanım, memleketim herşeyim.

    binyıllar boyunca stratejik öneminden dolayı medeniyetlerin sahip olmak için yarıştığı akdeniz'in üçüncü büyük adası**. 1571'de ilk kez osmalılar tarafından alınarak türk idaresine geçmiştir. daha sonra 1878'de olası bir osmanlı-rus harbinde osmanlı'nın tarafında olması için ingiltere'ye kiralanmış, 1914 1. dünya savaşında da osmanlı ile ingiltere farklı taraflarda olduğundan dolayı ingiltere tarafından resmen işgal edilmiştir. 1 nisan 1955'te enosis'i gerçekleştirmek için kurulan eoka terör örgütü 21 aralık 1963 tarihinden başlayarak türklere karşı terörist saldırılarda bulunmuştur*. 1960'ta kurulan kıbrıs cumhuriyeti'nin bu tarihte sona erdiği kabul edilir.

    genelde eoka bilinir ancak türkler tarafından kurulan ve rumlara karşı terörist saldırılarda bulunan kara çete adında bir yeraltı örgütü de vardır. türklerin savunma amacıyla kurdukları esas örgüt türk mukavemet teşkilatı yani tmt'dir. eoka terör örgütü yunan cuntası tarafından yapılan darbeyle yerini eoka-b terör örgütüne bırakmış ve rumlar kendi içlerinde de bir çatışmaya gitmişlerdir. türkler ve rumlar arasında 11 yıl süren çatışmalar 20 temmuz ve 14 ağustos 1974 tarihinde türkiye tarafından yapılan barış harekatlarıyla sonlandırılmıştır. çizilen yeşil hat ile ada güney ve kuzey olarak ikiye ayrıldı. kuzeyde türkler, güneyde rumlar kaldı.

    bunlar objektif olanlardı.

    yukarıda da görüldüğü gibi ada ilk kez osmanlı tarafından kendi çıkarları için kullanılmıştır. adada kendilerini etnik kökenlerini umursamadan kıbrıslı olarak gören iki halk ingilizlerin adaya gelmesiyle bol ve yonet politikasının kurbanı olmuş ve çatışmıştır.

    ana vatan denen, herşeyi bize borçlusunuz, biz olmasak yokolurdunuz diyerek her fırsatta ada halkını ezen türkiyelilerin kıbrıslı halkı sorgulamadan önce neden 1963'te başlayan çatışmalara 11 yıl sonra müdahale edildiğini sorgulamaları lazımdır. evet türklerin değil türkiyelilerin. çünkü bunu sadece buraya gelen türkiye türkleri söylemiyor. adaya gelen türkiye kürtleri ve türkiye'de yaşayıp buraya gelen arap kökenliler de söylüyor. o kadar para alıyosunuz lan türkiye'den diyenler de var evet var. evet alıyoruz da. peki adadaki türkiye kökenli vatandaş sayısı ne kadar? gayet iyi niyetli düşünecek olursak (iyi niyetli derken minimum demek istiyorum) 100.000 yetişkin. bunların çocuklarını saymıyorum. 1.196 ytl olan asgari ücretten yırtmak için patronların 500-600 milyona çalıştırdığı kaçak işçilerin sayısı ne kadar ? şöyle söyleyeyim. neredeyse her yerde inşaat var. ve bu inşaatlarda neredeyse kıbrıslı türk yok. çünkü kaçak işçilerin yarattığı ucuz iş gücü sayesinde iş bulamayan kıbrıslı inşaat işçileri ve ustaları güney kıbrıs'ta çalışmaya başladı. sonra da vatan haini, vatanını satıp rum'a çalışıyor diye suçlayın bu adamları. yaklaşık bir hesapla 50.000 de kaçak inşaat işçisi var diyebilirim minumum. diğer sektörlerde kaçak olarak çalıştırılan ve kayda katmayı unuttuğumuz diğer türkiye vatandaşlarını da sayarsak adada toplamda 250.000 türkiyeli yaşıyor minimum. bakın yine türk demiyorum. çocukları da katarsak bu sayı 350.000 - 400.000 arasında bir yerlerde durur sanırım. daha da fazla olabilir ama minumum konuşuyoruz hep. oha diyeceksiniz şimdi hiç demeyin. adadaki türkiyeli çiftlerin %90'ı recep tayyip erdoğan'ın tavsiyesine uyup en az 3 çocuk yapıyor. peki adanın resmi nüfusu ne? son yapılan ve yaklaşık bir yıl gecikmeyle açıklanan sayım sonucuna göre 250.000 civarı. peki yer miyiz? tabii ki hayır. şimdi nerden açıldı bu nüfus konusu diyeceksiniz hemen geliyorum.

    türkiye'nin verdiği para adadaki türkiyeli işçiler köprüsüyle tekrar türkiye'ye dönmekte. burada sefil bir hayat sürenlerin çoğunun türkiye'de arsaları, köyleri, işçileri, tarlaları var. burayı vatanı değil de bir rant kapısı olarak gördüğü için yatırımlarını türkiye'ye yapıyorlar. herkes bunun farkında zaten.

    gıdalarımız türkiye'den ithal, elektrik-elektronik türkiye'den, tekstil türkiye'den, işçi türkiye'den, ıvır zıvır gene türkiye'den, meyve-sebze türkiye'den, imamımız türkiye'den, asker türkiye'den, mahkumumuz türkiye'den... görüldüğügibi türkiye'nin verdiği paranın pek de adada kaldığı yok. onun dışında bu kadar nüfusun eğitimi var, elektriği var, suyu var, telefonu var mevcut altyapı bu kadar nüfusu kaldıramadığından sürekli aksaklıklar meydana geliyor.

    mahkumumuz türkiye'den dedim. evet bir araştırma yapmadım ama her gün gazetelerdeki haberlerden hapishanelerimizin en az %80 lik bölümünün türkiyelilerle dolu olduğunu söyleyebilirim. hırsızımız, katilimiz, magandamız, dolandırıcımız, torbacımız hepsi türkiyeden.

    bir de o kadar maaş alıyorsunuz doymaz mı insan falan deyen var. soruyorum her bi bokumuz ithal ulaşımı var, kdv si var, gümrüğü var cartı var curtu var dolayısıyla türkiye fiyatının 3-5 misline alıyoruz malları. dolayısıyla hayat bayağı pahalı türkiye'ye göre.

    adayı yönetenler de iktidar değil pek tabii ki. yönetim türkiye'deki iktidara göre şekilleniyor. türkiye'de amerikan komutasında olduğundan dolayı kıbrısı, en azından kktc'yi yöneten dolaylı olarak amerika. ingiltere değil.

    bir de gençlerimizin cahilliğinden dem vurulmuş. atatürk'ü bilmiyorlar falan. sanırım bu kişiler fuck'ın anlamını hala lanet olsun sanıyorlar. duyduklarıyla bilgi sahibi olmadan fikir sahibi kişiler. açık davet gel sokakta çevir bir kıbrıslı türk sor atatürk kim? diye hayatını saysın sana. ama yine iddia ediyorum türkiye'de sokaktan bir türkiyeli genç çevirsem ve kktc ne zaman kuruldu? desem apışıp kalır birşey söyleyemez.

    sonuç itibariyle
    1) başkalarından saçma sapan birşeyler duyup aha kıbrıslılar bizi sevmiyo nankör hayvanlar demeden önce durun ve yukarıda söylediklerimi düşünün.

    2) dülgerbob türkiyelileri sevmiyor demeyin. insan olan herkesi severim.

    not1: yazı boyunca kimi zaman kıbrıs'ın geneli kimi zaman sadece kktc konu edilmiştir.

    not2: bir gün yolunuz kıbrıs'a düşerse ziyarete beklerim. ayrıca yazıyı buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim.
    2 ...