mutezile

entry48 galeri
    43.
  1. MUTEZiLENiN GELENEKSEL VE MODERN iSLAM DÜŞÜNCESiNE KATKILARI:
    Mutezilenin “islam Aklına” yaptıkları katkı ve tanımlar küçümsenemez. “ilmul bahs vel münazara” ile “ilmül cedel” ilimlerinin gelişmesine öncülük etmişlerdir.islam dinin kendi coğrafyasını aşıp uzak ülkelere ulaşmasına katkı sağlamışlardır. Edebiyat ve dirayet tefsirine katkı sağladılar. Zemehşarinin Keşşafı arapça gramere dayanan bir kaynak.Hatta gramer konusunda araplara meydan okumuştur. Kendi rakiplerine gösterdikleri düşünsel baskı olumlu etkiler yaratmıştır. Gazali mutezileden o kadar etkilendi ki Burhaneddin El-Bukai tarafından Mutezilenin yararına çalıştığını iddia etmiştir. Gazali batınilere karşı mücadele ederken Mutezilenin fikirlerinden yararlanmıştır. Maliki Fakihi Şatıbi etkilenenlerden biridir. El Muvafakat eserini şer’i ilimler yanında Mutezilenin kullandığı akli ilimler üzerine bina etmiştir.
    Eski Mutezileli olan Eş’ari bile “ihtisanul Havz fi ilmi’l-kelam” eserinde eski mezhebinden birçok görüşü alır. Modern düşünürlerden Seyyid Ahmet Han , Seyyid Ali Mevlana, Muhammed Ali gibi Hindistanlı düşünürler kendi toplumsal sorunlara çözüm ararken mutezileden yararlanmışlardır. Yine çağımızın ihya ve inşa çabalarında bulunan düşünürlerden Muhammed Abduh, Cemalettin Efgani, Reşit Rıza gibi alimlerde Mutezileden yararlanmışlardır. 20.yy. ikinci yarısında kendini gösteren modernist akımlarda Mutezilenin etkileri görülür. Fazlur-Rahman, Hasan Hanefi M.Arkoun, Mutahhari, M.Abid El Cabiri gibi düşünürler taklidin reddinde, mezhep taassupluğundan Mutezilenin fikirlerinden yararlanmışlardır.
    Sonuç olarak geçmişten günümüze muazzam bir kültür devraldık. Geleneği dışlayarak geleceği inşa ve imar edemeyiz. Bugün islam Dünyasının içinde bulunduğu fikri, siyasal, entelektüel krizleri aşmanın yolu geleneğin üzerine sünger çekmekle olmayacağı, bunun için vahiy ve aklı yani nakil ve akıl birlikteliğinin sağlanmasının elzem olduğu görülmüştür. Gelenekle bağımızı koparmadan ,devraldığımız bu muazzam kültürü vahiy süzgecinde geçirerek sahih bilgi birikiminde hikmetli bir şekilde yararlanmayı usül edinmemiz gerekecektir. Elbette Mutezileyi tüm ilkeleri ile günümüze olduğu gibi taşımak derdimize çözüm üretmeyecektir. Bunu yapmadan Mutezile ekolünü oluşturan ruhu çağa taşımak en doğrusu olacaktır. Devraldığımız bu muazzam kültür içersinde yer alan Mutezileyi okurken onu rakiplerinin penceresinde değilde tarafsız bir şekilde okumak ve anlamak gerekiyor. Bu konuda çalışmaları olan Muhammed Ammara’nın çalışmaları çok kaliteli. Kendisiyle yapılan bir röportajda şöyle diyor; “ Mutezileye ait karşımızda devasa bir arşiv kaynağı var. El sürülmemiş, bu iş sayılı birkaç kişi ile olmaz. Geniş katılımlı organizasyonlar oluşturup bu kaynakları yeni nesillere taşımak gerekir” der.
    Bizden öncekiler üzerine düşeni yaptılar. iyisiyle kötüsüyle bizlere bir miras bıraktılar. Bize düşen bu mirası olduğu gibi değil ,bu mirası oluşturan dinamik ruhu çağa taşımak gerektiğidir. Üstat Seyyid Kutup bu konuda şöyle der; “Eskilerin fetvaları bizi bağlamaz ,ama Usulü bağlar.” Yine Hasan Hanefi’nin dediği “ Halef selefin hazırladığı masada durmadan tüketmekte “ sözü yabana atılmamalı. Eskinin mirasını olduğu gibi diriltmek, ruhunu ihmal etmek çağın fıkhını anlamamızı engelleyen unsurlar. Çağın sorunlarını gözetmeyen bir fıkıh dertlere şifa olmayacağı kesindir. islam Dünyasının Batı karşısında zayıf olmasının bir sebebi de dinamik bir fıkıhla ıslah ve inşa çabalarını oluşturmamasıdır. Hayri Kırbaşoğlu Hoca’nında dediği gibi ; “ Güçlü bir zihniyet değişikliği yaşanmadan sorunlarımız çözülmeyecektir.” Geçmişten devraldığımız bu muazzam ve zengin birikimi vahiy süzgecinden geçirerek hikmetli bir okumaya tabi tutmamız gerekiyor.
    Rumi’nin dediği gibi ; “ Bir ayağım kur’an-da, bir ayağım alemi dolaşır.” Buna pergel metaforu da denir. Kuran ana kaynak belirlenirken kur’an dışı tüm ilmi disiplinleri kur’an-a arz ederek ayıklamak ve hikmetli bir okumaya tabi tutmak en doğru usül olsa gerek.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük