Aylardan temmuz, ben her zaman olduğu gibi bilgisayarda oturuyorum. Babam kan-ter içinde eve gelmiş, afedersiniz genelev baskını gibi kapıyı tekmelemek suretiyle içeriye dalıp, gidiyoruz!, demişti.
Nereye? Dedim, amasya dedi, gezmeye gidiyoruz.
Babamın garip huylarından biri, 1 günlüğüne şehir gezmelerine bayılır. Kastamonu ile amasya arasında kaldım ve burayı seçtim, dedi.
Akşam atlayıp sabah oraya vardık, gelir gelmez bir pastane bulup oturduk. Pastanenin bütün elemanları bayandı. Kadınları güvenilir addettiğimden dolayı, biz çantaları buraya bırakalım, akşam döndüğümüz zaman alırız, demiştim. Çalışan bayanlar da kabul edince çantaları bırakıp Amasya Merkezi gezmeye koyulduk.
Kral Kaya mezarlarına çıktık, oradan şehri izledik.
Şehzadeler müzesinde bazı padişahların balmumu vardı, onları gördük.
Tarihi bir kaleye çıktık.
Ferhat ile şirin müzesine gittik, zaman alsa da.
Borabay gölüne gitmeyi istedik ama taksi gidiyormuş sadece, 75-80'e hallederiz deyince vazgeçtik.
Amasya güzel şehirdir, anlat anlat bitmez. Akşama da geri döndük.
1 günlüğüne güzel bir gün geçirip eve geri döndük.
Her zamanki asosyal hayatıma geri döndüm. Gezmekten güzeli yoktur, gezin.