ben küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk bir çocukken, yani henüz okula başlamamışken * benden 11-12 yaş büyük olan mavi gözlü bir çocuğa aşık olmuştum. hani olur ya, görünce heyecanlanırsınız, aptal gibi gülersiniz onu gördüğünüzde, ama o sadece çocuk olduğunuzu düşünür, aptallığınızı sadece siz fark edersiniz... neyse günlerden bir gün anneciğim saçlarımı tekeer tekeer örmüştü ve beni dışarı, o ulvi görevi * yerine getirmem için yollamıştı. tam kapıdan çıktım ki, merdivenlerden bir ayak sesi duydum; aptal surat ifademi de takındıktan sonra kafamı yukarı doğru kaldırdım ve evet oydu. eridim, bittim, çünkü gözleri daha bir maviydi o gün... o da beni fark etti ve:
- napmışsın saçlarını öyle, aynı orangutana benzemişsin, zuhahaha. dedi ve gitti
- ... *
o günden sonra maviden ve mavi gözden nefret ettim. **