Ikinci dünya savaşı'nda almanlara esir düşen Sammy mountjoy'un içsel sorgulamasını konu alan bir William Golding romanıdır. Sammy onu bugünkü haline dönüştüren ve karanlıktan korkmasına sebep olan başlangıç noktasını araştırırken çocukluğunu, ergenliğini ve gençliğini didik didik eder. Bu süreçte romana adını da veren bir serbest Düşüş deneyimler ve her gelişim döneminde aynı soruyu sorar: "burası mı?"
Kişiselleştirme ve betimlemelerle dolu bir roman olarak hem geçmiş ve geleceği kapsayan yatay bir eksende hem de tahlil ve sorularla yüklü bir dikey eksende gelişen yoğun bir olay örgüsü sunduğundan okuyucunun zihninde derin ve geniş bir çukur kazabilir. Klasik bir Golding romanı olarak aynı zamanda ayna görevi de gördüğünden çukurunuzla sizi başbaşa bırakıp kendi bakış açınızla doldurmanızı, belki de daha derine kazmanızı talep edebilir. Diğer bir deyişle Oku-maruz kal-bitir-geç döngüsünü kırar, aktif bir katılımı mümkün kılar.
En nihayetinde Ölmeden önce okuduğuma sevindiğim kitaplar listesine girdiğinden belki de bire beş katarak öveceğim bir roman oldu çıktı serbest Düşüş. Hani "şiddetle" tavsiye edilenlerden, yarım ağız "boş zamanında bi bakarsın" tavsiyelerinden değil.