düşünüyorum da insan bazen gerçek hayatında olan adamla hiç ilgisi olmayan yani aslına uygun olmayan bir adamı kafasının içinde yaratabiliyor. işte o kendi yarattığı adamı seviyor, hatta onu sevmeyi seviyor, onu sevmekten haz alıyor, doyuyor. gerçek olan adam, onu üzecek, kıracak, aldatacak yapıda bir adam olmasına rağmen kafasında yarattığı adamı güvenilir, merhametli, sevgi dolu, koruyup sahiplenen, özü sözü bir erdemleriyle yaftalıyor. bu insanın kendi kendisine yaptığı en büyük kötülük işte. çünkü gün oluyor; gerçek adamın yaptıkları, kafasında yarattığı adamın yaptıklarına baskın çıkıyor. kırıcı, üzücü, incitici yığınla şeyle yüzleşmek zorunda kalıyor insan. çünkü kafasında yarattığı ve aslına hiç benzemeyen o adam artık onu avutamıyor. sahte dünyadan gerçek dünyaya merhaba derken canın acıyor...