yaratılan mahluk
gökyüzüne kurduğumuz medeniyetler,
yavaş yavaş boğar bizi göğün anlamsız kızılında.
bir kuyunun tekinsiz sularında,
tüyleri ürperten ayın yansıması,
kendisini gösterir bütün dehşetiyle.
kuyunun başında
karanlık gözlerini kaybetmiş bir yaratık
tüm gücüyle çeker kovanın iplerini
köprü direklerine asılmış kolsuzların elleri
sımsıkı tutarlar bu karanlık kuyudan yükselen hiçliği
yarattığımız şu anlamsız dalgalar
kayalıklara atar o bilinmedik elleri.
kuyunun soğuk taşlarına,
ana kucağında bir bebeğin görünmeyen dokunuşları,
varlığı hissettirir canavarın kalbine.
medeniyetler boyu yükselen kızıl bir çığlık kurtarır kalın zincirlerinden bu ürkünç yaratığı.
köprüler hiçliğe açar kollarını
dalgalar af diler tanrıdan
kapanır gözleri kendini varlığa adamış olanların.
not: bu siirin onemi bugün 34 as metrobüsünde gelen ilham mı dersiniz yoksa baska bir sey vesilesiyle bu siirin hayat bulmasıdır.