Yeni bitti ilişkim. Başta göklere çıkartıldım sonrası malum. (Aynı şehir hikayeleri) Lakin eski sevgilim sayesinde ona benzeyenlere azıcık söveceğim. Bana hayatı zindan eden, sürekli bir huzursuzluk çıkartan bu kişi karşıma geçip son günümüzde “ben mutsuzlukla besleniyorum” dedi. Ulan onunla beslendiğini bilsem seninle sevgili olur muydum? Ben belki mutluluk istiyorum. Bunu dile getirdiğimde de mutlu olma isteğimi küçümseyen bilge bir tavır takındı. Yesinler! Her neyse.
Mutsuzluk üzerinden edebiyat yapıp “ben mutsuzluğu seviyorum yeaa, aşk mutsuz olmaktır, kavuşamamaktır” triplerine giren insanlar yüzünden aşkı hep mutsuzluk olarak algılamışım yıllardır. Mutsuz olmak, kavuşamamak sanmışım.
25 yaşındayım ve bunun “karşısındaki insanı mutlu edemeyen sümsükler” -büyük büyük harflerle- tarafından aşka atılmış bir iftira olduğunu yeni anlıyorum.
Sevgili buna hala inanan birileri, yolun başındayken bu saçmalığa inanmaya bir son veriniz.
Hayat, aşk ve ilişkiler içinde elbetteki mutsuzluğu barındıracak elbette her zaman mutlu olunmayacak ama tüm bunların temelinde mutlu olma ihtiyacı vardır ve var olacaktır. Mutlu olmayı istemek boş bir istek değildir.
Karşımızdakini mutlu etmeyeceksek o aşk olmaz olsun. ihanet, kin, yalan dolanla bu işler yürüyecekse elbette aşk eşittir mutsuzluk der birileri.
inanmayalım. Bu akım azalarak bitsin ya.