Virginia Woolf: ingiliz feminist, yazar, romancı ve eleştirmen.
Doğum tarihi: 25 Ocak 1882, Kensington, Londra, Birleşik Krallık
Ölüm tarihi ve yeri: 28 Mart 1941, Lewes, Birleşik Krallık
Eş: Leonard Woolf (e. 1912–1941)
Filmler: Orlando, Bayan Dalloway, Deniz Feneri, Golven, Kendine Ait Bir Oda, Simple Gifts
Virginia Woolf 1912 yılında Leonard Woolf ile evlendi. Leonard Woolf eşi için bir basımevi kurmuştu ve bu da Virginia Woolf'un yazdığı kitapları yayımlatması için bir fırsat olmuştu.
Perde Arası romanını yazdığı sıralarda artık kendini yeterince yetenekli hissetmiyor, yeteneğini kaybettiğini düşünüyordu. Her gün savaş korkusu ve yeteneğini kaybetmenin vermiş olduğu stres, dehşet ve korku sonucu ruhsal bunalıma girmiş, 28 Mart 1941’de içinde bulunduğu duruma daha fazla dayanamayıp evlerinin yakınlarında bulunan Ouse nehrine ceplerine taşlar doldurarak atlayıp intihar etmiştir. Virginia Woolf, geride iki intihar mektubu bırakmıştır. Birisi kardeşi Vanessa Bell'e diğeri ise kocası Leonard Woolf'a.
---ViRGiNiA WOOLF'UN iNTiHAR MEKTUBU
Leonard Woolf'a, 18 Mart 1941
"Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. Yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum."
---ViRGiNiA WOOLF'DAN ALINTILAR
Kadın hareketinin elden düşürmediği önemli kitaplardan biri olan Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf’un belki de en kolay okunan kitabıdır. Çünkü konu çok somuttur: “Kadın ve Edebiyat.”
Erkeklerin kadınlara bıkıp usanmadan tekrarladıkları ‘ezeli’ ve de ‘ezici’ bir soru vardır: “Bizler kadar düşünme yeteneğiniz olduğunu ileri sürüyorsunuz. Madem öyle, neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız?” işte Virginia Woolf bu ‘yakıcı’ soruya, tarihsel ilişkilerin kökenine inip kütüphane raflarında şöyle bir gezindikten ve de kısa bir kadın edebiyatı tarihçesi çıkardıktan sonra esaslı bir yanıt getiriyor. Ve şöyle sesleniyor kadınlara: “Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!..”
Daha sonralarda Virginia Woolf tarafından kaleme alınan Flush'ta bir köpeğin bakış açısı fark edilir.
...güçlü kuvvetli, enerji dolu, yaşama sevinci içinde genç Robert Browning bir bomba gibi patlamıştı Elizabeth Barrett’in sessiz hasta odasında. ingiliz edebiyatının en ünlü aşk öyküsüdür onların aşkı. Tiyatro oyunları yazılmış, filmler yapılmıştır bu konuda. Nasıl mektuplaştıklarıı, Robert Browning’in Wimpole Sokağı’ndaki bir evde divanda yatan Elizabeth’i nasıl görmeye geldiğini, bu ziyaretten sonra üç ay içinde Elizabeth’in mucize kabilinden nasıl yürümeye başladığını, gizlice evlenip Floransa’ya kaçtıklarını herkes bilir. Hatta Virginia Woolf’un The Common Reader’da dediği gibi, ingiliz şiirinin en önemli adları arasında olan bu iki şairden tek dize okumamış olanlar bile! Virginia Woolf’un Flush’ı bu konuda son derece sevimli bir kitaptır. Elizabeth Barrett Browning’in çok sevdiği italya’ya kaçarken beraberinde götürdüğü köpeğin yaşamöyküsünü anlatan Flush’da bu aşk öyküsünü bir de o köpeğin açısından görürüz.
Bir hayali öldürmek, bir gerçeği öldürmekten çok daha zordur.
Herkes kendi geçmişini kalbiyle bildiği bir kitabın sayfaları gibi kapalı tutar ve dostları onun sadece başlığını okuyabilir.
Kendiniz hakkında doğruları söylemezseniz, başkaları hakkında da doğruları söyleyemezsiniz.