turkiye'nin kara ve deniz yoluyla birkac yuz km otesinde olmasina ve yine turkiye'de abhazya'nin bir kac kati kadar abhaz yasamasina ragmen ulkemizde bu ulke ve halkiyla ilgili korkunc bir cehalet hukum surmekte. bir seminer dersi kapsamında abhazya sorununu anlatmak icin ankara'nin en iyi universitelerinin birindeki uluslararasi iliskiler 4. sinif ogrencileriyle biraraya gelmistik gectigimiz sene ve bu korkunc gercek bir kere daha yuzumuze carpti; sinifta tek bir kisi bile abhazya'nin yerini haritada gosteremedi! 92-93 yillarinda orada savas oldugundan ve 10 bin kadar kisinin hayatini kaybettiginden de kimsenin haberi yoktu, duyduklari andaki hayretleri gorulmeye degerdi.
bu kadar cehalet icinde, yuzde 90'i hıristiyan ortodoks olan ve tarihin bilinen en eski zamanlarindan beri ayri bir etnisite olarak o topraklarda yasayan bir halki, cerkeslerle karisarak muslumanlasmis gurcu diye niteleyen cok bilmisleri mazur gormek gerekiyor herhalde...