kar yağarken kapı aralığından kol ileri uzanır elde bir tasla. bozacı elindeki çinko güğümün tepesindeki kulplu kapağı çekerek çıkarır ve güğümü eğerek tası, zamana direnircesine yavaş akan bozayla doldurur.
cebinden kocaman üstü delikli silindir bir metal kutuyu kısa kısa sallayarak tasın içindeki bozayı tarçınla adeta süsler. uzanan kol geri çekilir, boza tasını yer koyar ve tekrar uzanır elde bozacının parası. kapı kapanır.
koşar adımlarla soğuk mutfağa gidilir. tastaki boza fincanlara pay edilir. raftan sarı leblebi kavanozu alınır. bir koşu oturma odasında sıcak sobanın etrafında sabırsızlıkla bekleşenlere tepsideki boza fincanları sunululur. kavanozdan ellere sarı leblebi dökülür. damaklarda tatlı-ekşi karışımı tat ve burun deliklerine kaçan tarçın... sıcak soba etrafında muhabbet koyulanır.