dedi bunu bana biri, kedinin birine sandviçimden bir parça verirken.
"kediye verceğine, şu kardeşine ısmarlasana o tosttan" dedi. eleman da belediyede çalışıyor ha. hani şu sülalesinin oyunu satıp belediyeye girenlerden.
"ısmarlayayım kardeşim" dedim. getirttim ona da bi tost. yedi, bitti. "e hadi" dedim.
"ne hadisi" dedi. "gelsene kucağıma sevcem seni" dedim. "ne diyon lan sen" diye üstüme yürümeye kalktı. ibne kedinin yediği iki lokma rızkına göz dikiyor, kucağa gelmek ağırına gidiyor. daha da konuşmadık.
ayrıca, bugüne kadar yemek verdiğim hiçbir kedi, ne ekmeğimle oynadı, ne yuvamı yıkmaya kalktı, ama bu türlerde bu var, verdiğin ekmek yamuk olarak geri dönüyor, çünkü ekmekle başlıyor, arasına peynir istiyor, onun üstüne sucuk istiyor, yanına kola ayran istiyor, hiç bitmiyor. seni bitirene kadar. kedi köpek dediğin "yok oğlum" deyince boynunu büküp gidiyor, bu kıçındaki donu sattırmadan bırakmazlar.