sosyal medya

entry405 galeri video7
    221.
  1. Son açıklanan kullanıcı verileri söylüyor ki; şu anda 4 Milyar insan doğrudan, 2 Milyar insan ise dolaylı olarak sosyal medya ile ilişkili. Bu dünya nüfusunun yaklaşık %85 ine denk gelen bir rakam. Bazıları günlerinde 6 saati bu işe ayırırken, bazıları günde 1 saat ayırıyor. Bazıları hayatının merkezine bu mecraları yerleştirmiş iken, bazıları ise kıyısında köşesinde dolanıyor. Her dakika yaklaşık yarım milyon tivit ve snap atılıyor imiş.

    Sosyal medya ile ilgili yapılan araştırmalar genellikle kişilerin beyanları esas alınarak yapıldığından çok sağlıklı sonuçlar vermez. Bu yüzden daha güvenilir sonuçlar elde etmek adına farklı yollar aranıyor ve bu tarz anketçilik yapan firmaların sayısı da gün geçtikçe artıyor.

    Peki Sosyal Medya Sağlımızı Tehdit Ediyor mu?

    Son yapılan araştırmalar bu sorunun yanıtını "Evet" olarak karşımıza çıkartıyor. Özellikle "Stres, Ruhsal Bozukluklar, Anksiyete- Kaygı Bozukluğu ve Kaygı yaratılması, Bağımlılık, Özsaygının Yitirilmesi ve ilişki Bozuklukları" karşımıza çıkabilecek rahatsızlıklar oluyor.

    ABD eski Sağlık Bakanı Vivek Murthy, sosyal medyanın hızla büyümesinin ve birebir ilişkilerin giderek azalmasının sonucu olarak, yalnızlığı ölümle bile sonuçlanabilecek bir salgın hastalık olarak değerlendiriyor. Brigham Young Üniversitesi’nde Psikoloji Profesörü Julianne Holt-Lunstad, yaptığı bir araştırma ile yalnızlığın insan ömrüne günde 15 sigara içmek kadar zarar verebileceğini ortaya koymuş.

    Pew Araştırma Merkezi, 2015 yılında yaptığı bir çalışmada sosyal medyanın bizleri rahatlatmaktan çok streslenmemize sebep olup olmadığını inceledi. 1800 kişinin katıldığı araştırma sayesinde sosyal medyanın kadınları erkeklerden daha fazla strese soktuğu gözlemlendi. Bu anlamda Twitter’ın en büyük etken olduğu görüldü zira doğası itibariyle Twitter diğer insanların yaşadığı stres hakkında daha fazla bilgi edinmemizi sağlıyor.Kadınların Twitter kullanımı arttıkça daha az stresli hale geldiği kaydedilmiş ayrıca. Bunu da dipnot düşelim.

    Avusturya’daki araştırmacılar 2014 yılında yaptıkları bir araştırmayla, 20 dakika boyunca Facebook kullanan katılımcıların ruh halinin 20 dakika boyunca internette gezinen katılımcılara göre daha kötü olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, katılımcıların böyle hissetmesinin sebebinin Facebook kullanmanın bir ‘zaman kaybı’ olduğunu fark etmeleri olduğunu söylüyor.

    Computers in Human Behaviour adlı dergide yayımlanan bir çalışma, yedi veya daha fazla sayıda sosyal medya platformu kullanan kişilerin genel kaygı seviyelerinin hiç veya en fazla iki sosyal medya platformu kullanan kişilere kıyasla daha yüksek olduğunu göstermiş.

    2011 yılında yapılan bir araştırmada konuyla ilgili önceden yürütülen 43 çalışma incelendi ve sosyal medya bağımlılığının profesyonel tedavi gerektirebilecek bir ruh sağlığı problemi ‘olabileceği’ anlaşıldı. Aşırı sosyal medya kullanımının ilişki sorunlarına, akademik başarının düşmesine ve çevrimiçi olmayan topluluklara katılımın azalmasına yol açtığı görülmüş.

    Bin 700 kişinin katıldığı, 2016 yılında yapılan benzer bir çalışma ise en fazla sayıda sosyal medya platformu kullanan kişilerin depresyona üç kat daha meyilli olduğunu gösterdi. Bu durumun sebeplerinin, diğer insanların hayatları hakkında çarpıtılmış bilgiler edinilmesi, siber zorbalık ve sosyal medyada geçirilen zamanın boşa harcandığı hissi olduğu söylendi.

    Scope tarafından gerçekleştirilen, bin 500 kişinin katıldığı bir araştırmaya göre sosyal medya siteleri kullanıcılarının yarısından fazlasını yetersiz hissettiriyor. Katılımcılardan 18-34 yaşları arasında olanların yarısının sosyal medyanın kendilerini çekici bulmamalarına sebep olduğu görülmüş.

    Geçenlerde de yazmıştım bunu sonuç olarak tekrar yazmakta fayda var: Sosyal medya kullanımının inanılmaz boyutlara ulaşmasıyla birlikte yeni nesilde gezilen, görülen yerleri acayip şekilde kutsallaştırma merakı baş göstermeye başladı. insanların mutlu görünmeyi güç, mutsuz görünmeyi eziklik olarak algılamasının sonuçlarından biri. Geziyorum, eğleniyorum, mutluyum çabası. Üstüne bir de sosyal paylaşım sitelerine fotoğraflarını ekleyip beğeni toplayınca kendini olduğu gibi değil, olmak istediği gibi göstererek sahte mutluluklar edinirler. Yeni yerler keşfetmek ve enerji atmak için değil, fotoğraf çekip paylaşmak ya da hava atmak için gezenlerin sayısı da hiçte azımsanacak boyutta değil. Seyahat etmek, spor yapmak, kitap okumak, yemeğe gitmek vs. hepsi instagram için yapılıyor artık. O ülkeyi görmüş sayılmıyorsun yer bildirimi yapmadan. Spor salonundan bir fotoğraf, hemen gelsin altına hashtag'ler. kitap kapağı, kahve bardağı ayrılmaz ikili. Bir de eli yüzü düzgün bir sevgili bulup araya romantizm sıkıştırdın mı tamamsın. Gezme eylemini bile kendimize bir şeyler katması ya da eğlenmek amacıyla yapamıyoruz.
    2 ...