bir at yarışında başarılı olmuş. kendi çıkarını düşünen burjuvazi ve onların rating peşinde koşan tv kanalları insanların yarıştığı bu at yarışına meşruiyet aramak adına her zamanki gibi kullanmaktadır bu arkadaşı. verilen mesajlara bakalım;
''öss aslında o kadar da zor birşey değilmiş bak''
''çalışınca oluyormuş demek ki''
''devletin okul yaptırmadığı, elini uzatmadığı ve hatta ölüme terkettiği yani sizi siktirettiği bölgelerde bile başarılı olunabiliyor bu sınavda''
''eğer hayırsever işadamları yardım elini uzatmazsa (bursu kastediyor) tüm bunlara, kendisinin eşşek gibi çalışmasına rağmen okuyamayacak''
tüm bunlar neden yapılıyor peki? hayır, yalnızca rating kaygısından değil. dediğim gibi, aynı zamanda bu lanet sınava (tıpkı sizde çok zengin olabilirsiniz gazlamasıyla mevcut liberal sisteme meşruiyet arandığı gibi) meşruiyet aranmaya çalışılmasından, çünkü özellikle son zamanlarda öss'ye karşı tepkilerin artmasının birilerinin işine gelmiyor oluşundan, bu işten ekmek yiyen burjuvazi ve bürokrasinin hedef saptırma çabalarından. öss'ye karşı olan gençleri (en azından bir kısmını) kafalayamazlar belki ama asıl iplerin elinde olduğu ebeveynleri çok sıkı kafalarlar bu şekilde, ''bak elalem köyden girip kazanıyor'' cümlelerini akla düşürerek.
bilhassa doğu'da kaldığım dönemlerde öğretmenlerin sakız ettiği bir cümle vardı; ''herşeyi devletten beklememek lazım!''
meali şu yani; devlete vergi verirsiniz, devlet için ölür, devlet için çalışırsınız ama devlet size vermez, siz sefil kölelersiniz. kıçınızı kaldırıp eşşek gibi çalışır ve işinizi bilirseniz (bkz: benim memurum işini bilir) belki birgün gargamel (burjuva) olabilirsiniz.
açalım;
haber de deniyor ki ''okulun olmadığı, öğretmenin olmadığı, ulaşımın olmadığı, imkansızlıklar içindeki bir köyde yaşıyor'' ama asıl noktayı atlayıp ''ve tüm bunlara rağmen başardı'' kalıbını şak! yağıştırıveriyor. ancak bu kadük devletin aynı kadüklükteki anayasasının bile ikinci maddesi şöyle;
--alıntı--
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
--alıntı--
--alıntı--
Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. ilk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.
--alıntı--
türkiye cumhuriyeti (devleti, vatandaşı değil) kapitalistleşmekte yani zenginleşmekte, maliye bakanı bütçenin fazla verdiğini gevrek gevrek gülerek söylüyor, en son ayyuka çıkan gürcistan gibi birçok ülkeye silah satmaktayız (ki bu apayrı bi mevzuya gider ayrıyetten ya, neyse), kitleri sat sat bitiremedik ancak bu devlet tüm bu kazançlarını kendi ''vatandaşı''na döndüremiyor, halkına eğitim götüremiyor, yeterince yükseköğretim kurumu açamıyor ve öss gibi insanların yarış atına dönüştürüldüğü bir sistemi hala meşrumuş gibi göstetiyor.
en çok hacıtepeliye acıyorum ben, garibim nasıl bir oyunda piyon olduğunun, yapıldığının farkında bile değil.