Ne için yaşıyorum? hayat amacım ne ? bu soruları kendime sorarken aslında başkalarına da sorduğumu fark ettim. sorgulamakla geçen ve sorguladıkça beni mutsuzluğa iten bir hayatın içindeyim. Baktım insanların çoğu sormuyor. Yaptığı işi sevip sevmediğini, evli olduğu insandan sıkılıp sıkılmadığını, hatta hayatının zorluklarıyla onu baş başa bırakan ebeveynlerinin sevgilerini bile sorgulamadıklarını gördüm. Aslında nedensellik içerisinde belirli izlerden çıkarımlar yapabiliriz. ama bunu yapmıyoruz. yani yapmıyorlar. Sorgulamadıkları için o kişilere aldıkları maaşla kıt kanaat geçindikleri hayat normal geliyor. amaçlarının olduğunu zannediyorlar. mesela o şekilde bir hayat süren bir kişiden bahsedersek hafta sonu şile'ye kaçmak onun için bir amaç oluyor. Ya da para biriktirip otomobil almak. Ya da işinde bir kademe yükselme amacı. küçük amaçlar ve uyuyan hayatlar. Oysa amacım yok dediğinde sana acırlar. acıyan bakışlarını iç organlarında bile hissedebilirsin. Amaçsızım demek o kadar kolay bir hadise değildir. Amaçsızım diyebilmek için bu konuda düşünmüş olmak, uykularının kaçtığı uzun geceleri yaşamış olmak gerekir. Güzel amaçları olan insanlar da yaşıyor buralarda. ne mutlu.. onlardan olamadık sanırım. sevdiğimiz sanat dalında yükselme şansımız yoktu belki, belki de kulağımızı tıkayamadığımızdan sistemin bizi sürüklediği yere geldik. Nihayetinde bizim de amaçlarımız vardı ama sindirildik ya da hayallerimiz yaşadığımız ülkeden daha büyüktü ve hissizleştirildik. zevk almayan, zamanı değerlendirmeye çalışan insanlar olup çıktık. Keşke böyle olmasaydık.