Aslında bu oyunun oynanış açısında hiç bir olayı yok. Bildiğiniz point & click bir oyun. Sadece mouse ile rahatlıkla oynanabilecek bir oyun.
Ancak oyunun en kuvvetli yönü senaryosu. Açıkcası pek bir şey söylemek istemiyorum ama çok çok yüzeysel olarak anlatmam gerekirse Sigmund adlı bir şirketin iki doktoru bir yaşlıdan aldıkları işi halletmek için yola koyuluyor.
Gerçekten merak uyandıran bir hikaye akışına sahip olduğunu belirtmem gerekli. Ne olacağını cidden merak ediyorsunuz.
Buna ek olarak oyunun kendine has bir mizah anlayışına sahip olduğunu söylemem gerekli. Kontrol ettiğimiz iki karakterin diyalogları gerçekten oldukça eğlenceli olabiliyor. Oyunun hikayesi ne kadar merak uyandırıcı olsada kimi zaman monotonlaşıyor ve bu mizah anlayışı o noktalarda gerçekten tempoyu yükseltmeyi başarmış.
Benim hoşuma giden bir diğer detay aslında bazı şeyleri oyuna yedirmiş olmaları. Farkediyorsunuz bazılarını, ama o kadar güzel şekilde kotarmışlar ki onları, tebessüm ederek devam ediyorsunuz.
Müzik konusuna gelirsek, ortama göre değişen bir kaç müzik söz konusu ve başarılılar. Durumun hissiyatını başarılı bir şekilde veriyorlar.
Oyuna dair yapabileceğim en net eleştri mekanikler tarafında olur sanırım. Oynanış çok fazla tekrar ediyor kendisini. Bazı noktalarda farklı şeyler sunmuş oyun ama 20 bölüm ise 2-3 bölümde farklı şeyler görüyoruz. Keşke biraz daha arttırsalarmış oynanıştaki bu tıkanıklığı bir nebze olsun düzeltebilirlermiş.
Hikaye seven kişiler için önerebileceğim, oynanış bekleyenler için ise uzak durmasını tavsiye edebileceğim bir yapım To The Moon.